BÜYÜKLERİN VE ÇOCUKLARIN KIZGINLIĞI HAKKINDA BİLİNMESİ GEREKENLER
Kızgınlık doğal bir duygudur.
Kızma özgürlüğümüz her zaman olmalıdır.
Kızgınlığımızı görmezden gelmemeli, yokmuş gibi davranmamalıyız.
Kızgınlığımızı kabul edebilmeliyiz.
Kızgınlığımızı yakınlarımızın anlamaması, duymaması durumunda kendimizi çaresiz hissederiz.
Kızgınlığın temeli kendini ortaya koyamamak, ifade edememek, isteklerini dile getirememektir.
Öfke öteki ile farklılaşmaya izin vermeyen bir duygudur.
Bağımlı ilişkiler öfkeyi doğurur. Bireyselleşememe
Kızabilmek bir yönüyle ötekinin gözünde kötü olabilmek demektir.
Kızamamak ötekinin gözünde kötü olmaya katlanamamaktır.
Kapsanması en zor olan kızgınlık anne babaya duyulan kızgınlıktır. Oysa anne babaların çocuklarına kızma hakkı olduğu gibi çocukların da anne babalarına kızma hakkı vardır.
Küçük çocukların kızgınlığını duymak ve kabul etmek onların benlik gelişimlerine katkı sağlar.
Kızgınlığı anne babası tarafından duyulmayan çocuk ya içekapanır, sessizleşir ya da davranış sorunları yaşayabilir.
Çocuğun öfkesi küçümsenmemeli, alay edilmemelidir.
İstediği olmadığı için kızan bir çocuğu “anlamak” demek isteğini yerine getirmek demek değildir.
Anne baba, isteği yerine gelmediği için çocuğun üzüldüğünü ya da kızdığını anlamalı ve kabul etmelidir.
Çocuğun kızgınlığını kapsamak, çocuğun iç dünyasındaki kızgınlığın varlığına tahammül edebilmesine yardımcı olmak demektir.
Çocuğu kızgın olduğu için veya kızmamasını sağlamak için sevgisizlik ile tehdit etmemek gerekir.
Çocukların öfkesine öfke ile cevap verilmemelidir.
Anne baba çocuğun öfkesini yatıştırmasına yardımcı olmalıdır.
Kızgınlığımızı “anlatabilmek” rahatlatır, sakinleştirir.
Kızgınlığımızın “anlaşılması” rahatlatır, sakinleştirir.
Kendimizi kontrol etmeyi ve öfkemizi yatıştırmayı öğrenmeliyiz.
Kızgınlığımızı uygun şekilde ifade edebilmenin yollarını bulmalıyız.
Birbirine kızma hakkı tanınan ilişkiler her zaman için daha güvenlidir.
Nilgün Sarı
Uzman Psikolojik Danışman