Bir bebek fikri; kadın ve erkeğin zihnine düştüğü andan itibaren anne baba oluşla ilgili iç hazırlıklar da başlar. Nasıl bir bebek gelecektir? Kime benzeyecektir? Cinsiyeti ne olacaktır? vb. birçok sorunun düşleri kurulmaya başlar. Bebek sahibi olma arzusu aynı zamanda karı kocanın birbirleri için nasıl anne ya da baba olacak sorularını da sordurmaya başlar. Aslında hamilelik süreci düşler kurma, bebeğe hazırlanma, anne babalığa hazırlanma için oldukça önemlidir.
Her şeyin yolunda gittiği ve planlandığı şekilde sonlanan bir hamilelik ile erken bir doğumla sonlanan hamilelik arasında anne babanın hazır oluşu açısından tabi ki farklar olacaktır. Ancak her ne şekilde olursa olsun “her doğum aslında erken doğumdur.” Çünkü bir kadın, bebek dünyaya gelir gelmez annelik bilgisi ile donanmış hale gelmez. Zamana ve pratiğe ihtiyaç duyar.
Bir bebeğin evine getirildiği anı düşündüğümüzde ne kadar heyecan verici aynı zamanda kaygı uyandırıcı olabileceğini tahmin ederiz. Anne baba bebekle tek başına kalmıştır. Bebeğin ihtiyaçlarının neler olduğu anlaşılabilecek mi ve anlaşılsa bile doğru olarak karşılanabilecek midir? Bu ilk anlarda panik yaşamak çok doğaldır. Henüz birbirinizin dilini bilmiyorsunuz. Zamanla bebeğinizin çıkarttığı seslerin arasındaki ayrımı fark edecek, hareketlerinden ihtiyaçlarını anlayabileceksiniz.
Özellikle bebekle geçirilen ilk aylar anne bebek ilişkisi için oldukça önemlidir. Kadın bu dönemde “annelik uğraşı” içinde olacaktır. Bu uğraşın kendisi annenin bebeğe entegre olmasına ve eşduyumla bebeğin ihtiyaçlarını karşılayabilir olmasına olanak sağlayacaktır. Bebek anne tarafından ihtiyaçlarının karşılanabildiğini fark ettikçe ve buna inandıkça kendisini daha güvende hissedecektir. Anne bebek ilişkisinde güvenli bir bağlanma oluştuğunda, bebek ileriki yaşamında tüm ilişkilerinin temelini bu duygu ile oluşturmaya devam edecektir.
Mükemmel annelik yoktur. “Yeterince iyi annelik” kavramına ulaşmak hedeflenmelidir. Sakin ve sabırlı olunmalıdır. Bebeği anlamaya çalışarak bebek için iyi bir ebeveyn olmayı başarabilirsiniz.
Doğum sonrası annenin bebekle olan uğraşının yoğun olarak devam ettiği bir dönem olacağından doğumdan önce hazırlıklar tamamlanmış olması işlerin daha kolay organize edilmesini sağlar.
Doğum yorucu bir tecrübedir. Anne bebeğin ihtiyaçlarına adapte olmaya çalışırken kendi dinlenme, bakım ve destek ihtiyacını gözden kaçırmamalıdır. Özellikle bebeğin eve geldiği ilk haftalarda annenin, desteğinden dolayı kendisini iyi hissedeceği kişi ya da kişilerden beklediği desteği ifade etmesi önemlidir. Böylece anne kendi ihtiyaçlarını da fark edebilir ve karşılanması için fırsat yaratabilir.
Bebeğin dünyaya gelmesi ile birlikte üst kuşaklar aile sisteminin daha çok içine girerler. Özellikle anneanne ve babaanneler bilgi birikimlerini ve tecrübelerini bazen yol gösterici olarak bazen de dayatarak işin içine dahil olurlar. Tabiî ki bebek sadece anne babanın değildir aynı zamanda her iki ailenin soyağacına da dahildir. Bu yüzden üst kuşakla ilişkiler zaman zaman çatışmalı hale gelebilir ya da anne farkında olmadan bebeğini kendi annesinin bakımına teslim etmiş bulabilir. Üst kuşaklar için torun sahibi olmak yeniden yaşam bulmaktır. Bu bakımın, desteğin ve aktarımların bir sınırının olması da beklenir. Her şeyde olduğu gibi denge sağlamak işleri kolaylaştıracaktır.
İlk günler yaşanan yoğun ziyaretler bebek ile baş başa kalmanızı zorlaştırır. Ziyaretler engellenemiyor ise annenin bu ziyaretler sırasında özellikle emzirme, uyutma vb. ihtiyaçlarını karşılarken bebeği ile baş başa kalacağı ortamlar yaratması önemlidir. Bebeğin ihtiyacı, ziyaretçilerin bebeği görme arzularından daha önde tutulmalıdır.
Bebek aile sistemine dahil olduğunda sistemde önemli değişimlere yol açar. Bu değişimler ev içindeki düzende bir rutin oluşturarak daha kolay karşılanabilir. Ancak bebekle olan ilişkide rutinler çok işe yaramaz önemli olan bebeğin ihtiyacının ihtiyacı olduğu anda karşılanmasıdır. Özellikle ilk aylarda bebek acıktığında emmeli, ağladığında kucağa alınmalıdır.
Anneler zaman zaman bebeklerinin bireyselliklerin desteklemek düşüncesi ile bebeklerinin ağlama anlarını ya da yalnızlık duyguları karşısındaki ağlamalarını kendi başlarına sakinleştirmelerini beklerler. Oysa bebeğin kendisinin sakinleştirme mekanizmaları ancak tek başına kalma kapasitesi kazanmış olması ile mümkündür. Tek başına kalma kapasitesinin gelişimindeki belirleyicilerden biri de ilk önce bebeğin yerine onu sakinleştirecek bir annenin varlığıdır. İlk önce bebek her ihtiyaç duyduğunda anne bebeği sakinleştirmelidir daha sonra bebek bunu kendi başına deneyimleyip başarabilir.
Anne bebeğini kucağına aldığında tensel olarak sarmalar ancak bebeğini söylemi ve dili ile de sarması önemidir. Bebekler annelerinin kelimelerini anlamıyor olsalar da sizin onlarla olan konuşmanızdaki tonunuzla anlar ve duyumsar. Bu nedenle eve geldiğiniz andan itibaren bebeğinizle konuşun.
Bebeğin doğumu ile birlikte gelen değişimlerden biri de karı koca arasında yaşanır. O döneme kadar iki kişilik bir yaşam sürmüş olan çift artık sadece birbirinin ihtiyaçlarına değil aynı zamanda bakıma yoğun olarak ihtiyaç duyan bebeğin ihtiyaçlarına da entegre olmak zorundadır. Özellikle ilk aylarda anne bebekle daha yoğun bir ilişki içine girer ve bu durum bazen erkeğin konumunu kaybetmiş hissetmesine bazen de anne bebek ikilisinin dışına atılmış hissetmesine yol açar. Oysa annenin ilk birkaç ay bebeğine yoğun olarak yönünü dönmesi doğaldır. Beklenmeyen ise, annenin yönünün hep bebekte kalmasıdır. Bir kadının anneliğini doyumlu olarak gerçekleştirmesi aslında eşiyle olan ilişkisinden beslenir. Özellikle bir çocuğun sağlıklı olarak büyümesi için bir anne babaya ve bir karı kocaya ihtiyacı vardır.
Günümüzde babalar artık bebeğin bakımı konusunda daha destekleyici bir rol almaktadırlar. Böylece baba olmanın bir kanalı bebeğin ihtiyaçlarını karşılamak üzerine kurulmaktadır. Bu deneyim babanın bebekle olan ilişkisini besler. Ancak bakım deneyimi anne ve baba arasında bir rekabete dönüşürse sıkıntılı durumlar ortaya çıkabilir. Bir bebeğin hem annenin hem de babanın işlevlerine ihtiyaç duyduğu unutulmamalıdır.
Sonuç olarak; bir bebek dünyaya geldiği andan itibaren anne babasına adapte olmaya çalışırken, anne baba da bebeğe ve yeni rollerine adapte olmaya çalışır. Her adaptasyon zaman gerektirir. Zamanı sabırla bekleyin. Sebat, soğukkanlılık, şefkat ve dayanışma bu dönemin kilidini açacak anahtar kelimeleridir.
Meltem Canver Kozanoğlu
Uzm. Psikolojik Danışman
AGAPE Danışmanlık Merkezi
Bu makale Çocuğum Ben Dergisi Nisan/2011 sayısında yayınlanmıştır.