Hiperaktivite ve Dikkat Dağınıklığı Hakkında Bilinmesi Gerekenler!
Hiperaktivite psikodinamik yaklaşıma göre hastalık değil bir belirtidir. Psikolojik ve duygulanımsal yönü dikkate alınmadan ilerlemek mümkün değildir. Yani psikodinamik terapiye ihtiyaç vardır.
Tedavide amaç dikkat dağınıklığı ve hareketliliğin ortadan kaldırılmasından ziyade bu belirtilerin anlamıdır. Amaç çocuğun ruhsal dünyasına odaklanmaktır.
Aile bir bütün olarak psikolojik yardım sürecine katılmalıdır. Çocuğun anne ve babasıyla ilişkisine derinlemesine bakılmalıdır.
Dikkat dağınıklı ve hiperaktivite bir çeşit kaygı bozukluğudur.
Hiperaktif çocuklar bağlanma sorunu yaşarlar. Ailelerine bağımlıdırlar. Anne babanın amacı çocukla sağlıklı ve güvenli olan bağı kurmak olmalıdır.
Hiperaktif çocuğun benlik duygusu oldukça kırılgandır.
Disiplin yöntemi olarak “tehdit” bu çocukları daha da huzursuz eder. Örneğin“...böyle yaparsan hastalanırım, ölürüm, giderim, seni bırakırım, istediğini yapmam...” gibi sözler çocuğu daha çok hareketlendirir.
Benliğindeki olumlu ve olumsuz yönleri ve duyguları birarada tutmasına yardımcı olunmalıdır. Yani hiç birimiz ne tam iyi ne de tam kötüyüzdür.
Strese dayanıklı değildirler. Uyum kapasiteleri düşüktür. Anne baba çocuğun bu yönlerini geliştirmesine destek olmalıdır.
Bu çocuklar üzüntülerini yaşayamazlar. Başka bir değişle bu çocuklar üzülemiyor da diyebiliriz.
İç dünyalarında kaygılanırlar ama buna tahammül edemedikleri için inkar ederler. Hareketlenme bir çeşit inkar etmek demektir.
Kaygıdan kaçınmak için etraflarında olup bitenleri yeterince doğru algılayamazlar ve basitleştirirler.
Neden sonuç ilişkisini kurmakta zorlanırlar. Anne baba çocuğun davranışlarını “iyi ya da kötü” diye kişiliğine dair kategorize etmeden değerlendirmelidir.
Disiplin yöntemi olarak ceza kullanılmamalıdır. Onun yerine davranışlarının nedenleri ve sonuçları üzerinde düşünmesi sağlanmalı ve birlikte değerlendirilmelidir.
Hiperaktif çocuklar iç dünyalarındaki kargaşayı uygun olmayan bir yolla yani hareketlenerek ifade ettikleri için yaşadıklarını söze dökmeleri önemlidir. Düşüncelerini ifade etmeleri desteklenmelidir.
Farklı yönleri, ilgileri, merakları, özellikleri ortaya çıkarılmalıdır. Farklılığı kabul edilmelidir.
Hiperaktif çocukların aile ortamlarında aşılamayan depresif duygu durumunun varlığından söz edebiliriz. Bu ortam ise çocuğun kaygılanmasına ve kaygıyı da bastırmak için hareketlenmesine yol açar.
Hiperaktif çocuk hem anne babasına ruhsal olarak bağımlıdır hem de bir yandan bağımsızlaşmaya çalışır. Bu nedenle ebeveyn çocuğu kendisine hapsetmemelidir. Bağımsızlaşması, bireyselleşmesi desteklemelidir.
Birlikte ödev yapma bağımlılığı pekiştirir. O nedenle anne baba “ödev yapma ortamını” sağlam ve yapılandırıcı şekilde düzenlemelidir. Çocuğun bu ortam içinde “yalnız ödev yapması” desteklenmelidir.
Günlük yaşamlarındaki değişikliklere karşı oldukça hassastırlar. Dış dünyada olan değişime iç dünyaları ayak uyduramaz. Bu nedenle mümkün olduğunca bu çocuklara değişiklikleri önceden haber vermek, onları hazırlamak gerekir.
Hiperaktif çocuğun, güven veren, istikrarlı, sevgi dolu, sınırların net olduğu, duygu ve düşüncelerin güvenle ifade edildiği ortamlara ihtiyacı vardır. Aile ve okul bu çocukları güvenle kapsamalıdır.
Nilgün SARI
Uzman Psikolojik Danışman