Agape danışmanlık merkezi
AnasayfaSite içi arama

Psikolojik Danışmanlık

Çocuk Danışmanlığı

Kimi Daha Çok Seviyorsun?

 

Çocuklar ilk konuşmaya ve sorulara yanıt vermeye başladıkları anlardan itibaren “kimi daha çok seviyorsun? Anneni mi, babanı mı?” sorusuyla genellikle karşılaşırlar. Günümüzde halen popülaritesini korumakta olan bu soru daha çok, yakın çevre (akrabalar, komşular ve anne babanın arkadaşları) tarafından çocuğa yöneltilir.  

Çocuğun hayatındaki en bildik ve en fazla deneyim yaşadığı kişiler  anne ve babasıdır. Bu nedenle çocuğun en kolay bilgisine başvurulabileceği yer de anne babasıdır. “Kimi daha çok seviyorsun” sorusu tam da bu bilindik alandan çocuğa yöneltilen sorudur. Aslında bu bir çeşit ilişki kurma, çocukla iletişime geçme yoludur.

Çocuklar bu soruya nasıl yanıt verirler;Çocukların bu soruya verecekleri yanıtlar içinde bulundukları yaşa ve koşullara göre değişir.

  • Küçük çocuklar için, bu soruya yanıt vermede soruyu oluşturan kelimelerin sıralanış şekli belirleyici olabilir. Soru cümlesinin sonunda hangi ebeveyn yer alıyorsa onu seçmesi gibi; “Anneni mi daha çok seviyorsun babanı mı?” yanıt; “babamı”, elbetteki tam tersi bir şekilde kurulu cümle için yanıt; “annemi” olabilir.

  • Yanıtları, içinde bulundukları ruh haline, ebeveyninden biriyle yaşadığı sıkıntılı duruma ya da birinden beklentisine göre değişir. Özellikle küçük çocuklar için sevgi stabil değildir; çocuğun sevgisi duruma göre, ebeveyninin ona istediğini vermesi veya vermemesine göre değişir. Çocuk hangisine kızgınsa onu daha az seviyordur ve hatta artık onu sevmiyordur. Aynı şekilde kendisine kızan ebeveyninin de onu sevmediğini düşünür.
     
  • Yanıtları yaş dönemlerine göre değişim gösterebilir. Örneğin, 5-6 yaşlarındaki erkek çocuklar bu soruya genellikle “anne” yanıtını verirler. Çünkü bu yaş dilimi babanın rakip olarak hissedildiği, annelerine aşık oldukları bir dönemdir. Erkek çocuk baba ile özdeşim kurmaya başladığı yaşlardan itibaren, baba en ideal ebeveyn olur ve bu soruya yanıt genellikle baba olabilir. Kız çocukları için de durum tam tersidir. Babaya yönelik aşk başlar ve artık anne bir rakiptir. 
     
  • Sorunun hangi amaçla sorulduğunun keşfedilmesiyle birlikte çocuklar, annenin akrabalarından bu soru geliyorsa, kolaylıkla “anne” cevabı ya da babanın akrabalarından geliyorsa “baba” cevabını verebilirler. Sorunun sorulma şekli, vurgusu ve çocuğun beklentileri karşılama ihtiyacı sorunun cevabını belirler. 
     
  • Çocuklar büyüdükçe anne babasıyla ilgili yargıya varmaya başladıkça, seçim yapmanın sıkıntısından “her ikisini de” yanıtını vererek kurtulmayı başarabilirler.

Çocuğun “Kimi daha çok seviyorsun?Anneni mi, babanı mı?” sorusuyla karşılaşması çocukta travmatik bir durum yaratmaz ve olumsuz bir iz bırakmaz. Bu soruyu çocuk için travmatik kılan çocuğun yanıtı karşısındaki ebeveyn tutumu ya da sorunun hangi durumda sorulduğu ile ilgilidir.

Asıl zorluk çocuğun verdiği yanıt karşısında anne ya da babanın cevaptan nasıl etkilendiği ve bu etkilenmeyi çocuğa nasıl yaşattığıdır. Verdiği cevap ya da anlık seçimi nedeniyle çocuğun yoğun suçluluk duyguları içerisinde bırakılması, anne ya da babanın bunu bir performans değerlendirmesine dönüştürmesi veya karşı tarafın akraba çevresi tarafından bir koz olarak değerlendirilmesi işleri zorlaştırabilir.  

Özellikle küçük yaştaki bir çocuğa yöneltilen bu soru karşısında çocuğun “babamı daha çok seviyorum” yanıtı anneler için kaygı uyandırıcı hatta dramatik bir duygu durumu yaşatabilir. Çocukla olan yakın ilişkisi, bakımı konusundaki emeği ve duygusu nedeniyle bu yanıt zaman zaman anneler için daha zorlayıcı olabilir. “Annemi” yanıtı karşısında babaların tam da bu sebepten dolayı daha kolay kabul edebilme olanağı vardır.

Kaçınılması gereken önemli diğer bir nokta da, çocuğun gerçekte bir seçim yapmak zorunda bırakılmasıdır. Örneğin karı koca arasında yaşanan herhangi bir problem nedeniyle kadının ya da erkeğin çocuğun kendisine yandaş olması için böyle bir soru yöneltmesi ya da özellikle boşanma sürecindeki karı kocanın çocuğun kimin yanında kalacağının kararını alırken çocuğa böyle bir soru sorması çocuk için oldukta zorlayıcı ve baskı yaratıcı olacaktır.

Temelde her çocuğun annesinden de babasından da alacaklarına ihtiyacı vardır. Ona yöneltilen bu soru bir seçim yapmasının istenmesidir. Ancak her zaman bir şeyi diğer bir şeye tercih etmek gerekmez. Çünkü çocuğun gelişimde hem annenin hem de babanın birbirini tamamlayıcı rolleri vardır.

Asıl imtihan, çocuğa yöneltilen soru değil, çocuğun bu soruya verdiği yanıt karşısında anne babanın nasıl bir tutum göstereceğinin imtihanıdır.

Bu soru ile öğrenilmek istenen aslında nedir? Sadece çocuğun duygusu mu yoksa aynı zamanda anne babanın performansı mı sorgulanmaktadır? Hangi ihtiyacı karşılamak için sorulmaktadır ? Alınan yanıtlar nasıl değerlendiriliyordur ?  sorularının yanıtı “kimi daha çok seviyorsun” sorusunu yönelten yetişkinlerin kendilerine sorabilecekleri sorulardır.

 

Meltem CANVER KOZANOĞLU - Uzm. Psikolojik Danışman
AGAPE Danışmanlık Merkezi

 

* Bu makale Ocak 2007 , sayı:43 Çocuğum ve Ben Dergisi'nde yayınlanmıştır.

 

Geri Dön
İçeriği Paylaş

Makaleler

Agape danışmanlık merkezi
mavera interaktif