Agape danışmanlık merkezi
AnasayfaSite içi arama

Psikolojik Danışmanlık

Ergen Danışmanlığı

Kızınıza Adet Göreceğini Nasıl ve Ne Zaman Anlatmalısınız?

 

Ergenlik çocukluktan çıkarak yetişkin bedenine doğru geçişin yaşandığı bir dönemdir. Adet görmeye başlamak ergenlik döneminin kız çocukları için en önemli olaylarından biridir. İlk adet kanaması (menarş) çocuk için artık kadın olmaya daha çok yaklaştığının ve çocuk doğurabilme yetisini de kazanmaya başladığının habercisidir.

Kız çocuğunun ilk adet kanaması ile karşılaşması heyecan verici, ürkütücü, şaşkınlık yaratıcı ve korkutucu olabilir. Konu hakkında daha önce yeterince bilgilendirilmemişse, bilgilerini sadece yakın çevresindeki hemcinslerini gözlemleyerek (anne, abla vb.) elde etmişse bu durumu anlamlandırması daha zor olacaktır.

Kız çocukları için birincil bilgi kaynağı ve modeli annedir. Çocuğun adet dönemine hazırlanması için bilgilendirilmesi ya da yönlendirilmesi annenin görevleri arasındadır. Bu sürecin sağlıklı geçirilmesini, cinsel kimlik ve cinsiyet rolleri ile barışık bir gelişim seyri göstermesini sağlamak, henüz ilk adet dönemine gelmemiş kız çocuğuna yaşayacakları konusunda doğru ve yeterli bilginin verilmesine bağlıdır.

Ergenler arasında içinde bulundukları dönemin onlarda meydana getirdikleri değişikliklere yoğun bir duyarlılık vardır. Kendilerini özellikle hemcinsleri arasında varolan  gelişim ve değişimlerle kıyaslarlar. Kızlar ilk önce göğüslerin büyümeye başlaması ve belli bölgelerdeki tüylenme ile ilgili olarak hemcinslerindeki değişimi takip ederler. Aynı zamanda bu konular sohbetlerin içinde yer alır. Bir diğer ergende başlamış ancak kendisinde henüz gözleyemediği değişimler için de sabırsızlanır hatta kaygılanır. Adet görmeye başlamak ise genç kızlar arasında bir yanıyla endişe ile beklenen ancak diğer yanıyla kazandıracağı statü nedeniyle sabırsızlıkla beklenen bir gelişimdir.
 

Bu bilginin verilmesi için en uygun zaman nedir?

İlk adet görülecek günü önceden kestirmek mümkün değildir. Genellikle kız çocukları 11-16 yaşları arasında ortalama olarak 12-13 yaşlarında ilk adetlerini görürler. İlk adet görmeye başlamadan önce bir takım belirtiler gözlemlenir. Bu belirtiler ilk adet görmenin yaklaştığının habercisidir. Göğüslerin büyümeye başlaması, tüylenmenin görülmesi, karın ağrıları ve vajinadan gelen beyaz bir akıntı adet görmenin yaklaştığını göstermektedir. Genellikle  ilk adet kanaması göğüslerin büyümeye başlamasından yaklaşık bir yıl sonra görülür. Bilgi vermek için bu zaman dilimi oldukça uygundur.

Tam olarak ilk adet görmenin gününü kestirememek kız çocukları için endişe verici olabilmektedir. Okulda mı, evde mi, bir akraba ziyaretinde mi ya da  bir eğlence sırasında mı yaşanacaktır. Bu durum kız çocuğunu tedirgin edecektir. Bir takım belirtiler gözlemleniyorsa  annenin vermesi gereken bilgi ilk kanamanın düşündüğü kadar çok olmayacağı, çoğu kez henüz giysiye geçmeden ılık bir ıslaklık şeklinde kendini hissettireceği olmalıdır. Aynı zamanda  ergenin kendisini güvende hissetmesi için yanında ped taşımaya başlaması sağlanabilir.

Bir annenin çocuğuna bu dönemle ilgili bilgileri verirken sıkılma, utanma gibi duygular yaşaması, bir genç kızın cinsel kimliği ve cinsiyet rolleriyle barışık olmasını etkileyen faktörler arasında yer alır.  Adet görmek toplumumuzda  halen bir tabudur. Genellikle de sözel olmayan yollarla gizliliğin ve kanamanın saklanmasının gerektiğinin mesajları iletilmektedir. Verilen tüm bu mesajlar kız çocuğu için sadece adet görme ile ilgili olarak algılanmaz. Aynı zamanda kadın olmayla da ilgili olarak algılanır. Bu nedenle mesajın içeriği kadar nasıl verildiği de önemlidir. Konuşmada en çok iletilen söylenmeyenlerdir.

Bilgi verilirken aklımızın bir köşesinde durması gereken; verilmeye çalışılan bilginin ne kadarının gerçekten o anda çocuğun ihtiyacı olduğu olmalıdır. Araştırmalar göstermektedir ki, bu dönemde ergene adet görmenin neden olduğu ve nasıl olacağının anlatılmasından çok cinsel ilişki ya da hamilelik riski anlatılmaktadır. Burada asıl anlatılması gereken adet görmenin neden olduğu ve nasıl bir seyir izleyeceği olmalıdır. Bilgileri detaylandırmaya çalışmak yerine ergenin edinmiş olduğu  bilgiyi içselleştirmesi ve ardından yeni sorularla gelmesini beklemek sağlıklı olacaktır. Sorulmamış soruların cevapları ile karşılaşmak yarar sağlamak yerine kafa karışıklığı doğurabilir. Burada önemli olan ergenin istediğinde sorularını cevaplamaya açık bir ebeveyn bulacağını bilmesidir.
 

Peki adet kanamalarının nedeni nasıl anlatılmalıdır?

Adet kanamasının rahimden geldiği ve bu kanamanın sağlıklı bir gelişime işaret ettiği özellikle vurgulanmalıdır.  Bir bebek dünyaya getirebilecek donanıma sahip olabilmek için vücudun hazırlıklara başladığı, kız çocuğunun içindeki bebek kesesinin her ay hazırlandığı ancak bebek olmadığı için bu hazırlığın dışarıya kanama yoluyla atıldığının söylemek yeterli olabilecektir. Ancak unutulmaması gereken bir nokta, adet kanamalarının başlamasıyla birlikte, vücudun hamile kalabilecek donanıma sahip olamayacağı, bunun için en az iki yıl gibi bir süreye ihtiyaç olduğudur.

Aynı zamanda adet kanamalarının bir periyod takip ettiği anlatılmalıdır. Her kanamanın ortalama olarak 28 günde bir olduğu ve 3 ile 7 gün arasında devam ettiği bilgisi de verilmelidir. Ancak ilk adet görmeden sonraki bir yıl içinde düzensizlikler olabileceği de anlatılmalıdır. Adet kanamalarındaki aşırı düzensizliklerin ikinci yılda devam etmesi durumunda bir doktora başvurulabileceği çocuğa iletilmelidir ve bu durum anneler tarafından takibe alınmalıdır.

Adet kanamaları ile ilgili verilmesi gereken bilgilerden biri de hijyen konusudur. Özellikle bu dönemde rahmin açık olduğu ve bu nedenle mikrop alma riskinin de yüksek olduğu anlatılmalıdır. Kullandığı pedi sıklıkla değiştirmesi, genel vücut temizliklerine bu dönemde daha çok özen göstermesi ve umumi tuvaletleri kullanırken temizliklerine özellikle dikkat etmeleri gerektiği söylenmelidir.

Kültürümüzde halen ilk adet kanamaları ile ilgili yanlış uygulamalar bulunmaktadır. Örneğin ilk adet gördüğünde annenin kızına bir tokat atması, o dönemdeki kadının pis ve kirli olduğunun ifade edilmesi, banyo yapmaması gerektiği, adet kanının aslında kirli bir kan olduğu gibi. Böylece bir yanıyla kadın oluş değersizleştirilmekte, gizlenmesi, saklanması gerektiği ve utanç duyulan bir şey olduğu vurgusu yapılmaktadır. Adet kanaması ile ilgili yakın çevrenin tavır ve tutumları, kız çocuğunun kadınlık kimliği ve cinsiyetini taşıması ve yaşamasında çok önemli bir yer tutar.

Aslında ilk adet kanaması ile birlikte çocukluk kaybedilir, çocukluk bedeni ölür ve yası tutulur. Bu kaybın ardından gelen yeni beden, artık cinselleşen bir bedendir. Bu, ergenin geliştireceği yeni kimliği içinde önemli bir yer tutan cinsel kimliğini inşayı da beraberinde getirir. Çocukluk kaybedilir ancak yeni bir kimlik kazanılır.

Ne güzel olurdu değil mi? bir erkek çocuğun erkekliğe geçişinin sembolize edilerek şölen gibi kutlandığı sünnet törenleri gibi, kız çocuğunun da genç kızlığa geçişinin somut bir göstergesi olan ilk adet görmesi bir törenle kutlanabilseydi...

Meltem CANVER KOZANOĞLU - Uzm. Psikolojik Danışman
AGAPE
 Danışmanlık Merkezi
 

* Bu makale Çocuğum ve Ben, sayı:35, Nisan 2006 sayısında yayınlanmıştır 

Geri Dön
İçeriği Paylaş

Makaleler

Agape danışmanlık merkezi
mavera interaktif