Agape danışmanlık merkezi
AnasayfaSite içi arama

Psikolojik Danışmanlık

Yetişkin Danışmanlığı

Mükemmelliyetçi Kadınlar

 

Mükemmelliyetçilik, olumluyu ( sağlıklıyı ) ve olumsuzu ( sağlıksızı )  içinde barındıran çok yönlü bir kişilik özelliğidir. İnsanın doğası gelişmeye ve büyümeye göre programlanmıştır. İnsanın yaşamını sürdürebilmesi, gelişebilmesi, anlamlı yaşam amaçlarına ulaşabilmesi için mükemmel olma çabasına ihtiyacı vardır. Sağlıklı olan bu çabada, gerçekçi hedefler ortaya konmuştur, zorluklarla mücadele ederken benliğin yıkılması sözkonusu değildir, hatalara ve başarısızlıklara kişiyi geliştiren deneyimler olarak bakılır.

Mükemmelliyetçiliğin sağlıksız olan tanımı ise; kusursuz olma, hata yapmaktan korkma, çaba ve başarıları yeterli bulmama gibi kişisel hedeflerin yüksek olmasıdır.

Bu tip kişiler  “en iyi olmak” zorunda olduklarını, yoksa çevrelerinden kabul görmeyeceklerini düşünürler. Kendilerinden beklentileri gerçekçi değildir. Fakat bu beklentilere de katı bir şekilde bağlıdırlar. Hedeflerine ulaşamadıklarında kendilerini, iyi – kötü, başarılı – başarısız gibi iki uçta tanımlarla değerlendirirler. “Ya hep, ya hiç “ düşüncesine sahiptirler. Bir şey yeterince iyi olmayacaksa “ hiç yapma daha iyi”  diye düşünürler. Olumsuza odaklanıp gelişme gösterdikleri alanları gözardı eder ve değersizleştirirler. Doyumsuzluk ve bir işe başlamakta güçlük yaşarlar, düşük benlik algısına sahiptirler, kendilerine güvenmekte zorluk çekerler. Başkalarını da kendilerini değerlendirdikleri gibi yetersiz olarak değerlendirme eğilimindelerdir. Başarıdan sürekli şüphe duyma, eksiklik hissetme, düzen , kontrol ve planlamada aşırılıkları vardır.

Bu tip kişiler  “asla “, “ hiçbir zaman”, “kesinlikle”, “daima”, “herkes”  gibi genelleme ve kesinlik belirten sözcükleri fazla kullanırlar.

Sağlıksız olan mükemmelliyetçiliğin nedenlerinin bir yönüyle,  anne – baba tutumlarına ve çocukluk yaşantılarına bağlı olduğu düşünülmektedir. Talepkar, eleştiren, gerekli yerde desteklemeyen çocuğun daha iyi yapması için aşırı zorlayan, kolay kolay beğenmeyen ya da çok ilgisiz kalan anne – babaların çocuklarında mükemmelliyetçi tutumun gelişme olasılığı yüksektir. Çocuk  “mükemmel olmalıyım ki annem ve babam beni kabul etsinler, sevsinlerancak o zaman onların gözünde bir değerim olur ” diye düşünür.

Mükemmelliyetçi düşünce ve davranışlar erkeklere oranla kadınlarda daha fazladır. Modern çağın getirisi olarak baktığımızda kadının hem çevresinin hem de kendisinin beklentisinin yüksek olduğunu görüyoruz. Günümüzde kadın ile ilgili , iyi bir anne , iyi bir eş , iyi bir ev kadını , başarılı bir çalışan,  sosyal ilişkileri olan , hareketli, her işin üstesinden gelen, bakımlı, formda olması gerekliliği  gibi bir anlayış gelişmiştir.

Kadının günlük hayatta aldığı rollerin çokluğu mükemmelliyetçilikle birleşince zorlukları da beraberinde getirecektir. Kadın “tüm görevlerimi ve isteklerimi yerine getireyim ve bunlarda mükemmel olsun” dediğinde hayal kırıklıkları yaşamaya başlar. Suçluluk, utanç, değersizlik, kararsızlık, çökkünlük, yetersizlik duyguları yaşayabilir. Verimlilikte düşme, kişilerarası ilişkilerde çatışma, güvensizlik,  günlük hayatta karşılaştığımız problemleri çözebilmemiz için gerekli olan yaratıcılık da azalma görülür. Bu yaşantıların devamında depresyon, kaygı ve yeme bozuklukları oluşabilir.

Yukarıda saydığımız olumsuz yaşantı ve duyguların zaman zaman yaşanması doğaldır ancak yoğunlu ve sıklığı artıyorsa, tek başına başa çıkmakta zorluk yaşanıyorsa bir uzmandan yardım almak iyi olabilir.

Mükemmelliyetçi tutumla ilgili tek başına bazı şeyler yapılabilir. Bunun için öncelikle bu konudaki düşünce ve davranışlarda değişiklik yapmak gerekir. “Herkes hata yapabilir, hiç kimse kusursuz değildir” düşüncesi benimsenerek işe başlanabilir. Hataya odaklanmak yerine olumluyu görerek nasıl gelişme sağlandığı keşfedilebilir. Kişisel sınırlılıklar, beceriler, istekler, planlar, yapılması zorunlu olan işler, yapılmasından keyif alınan işler listelenebilir. Planlarda geçekleştirilebilir olanlarla gerçekleşmesi imkansız olanlar ayıklanabilir. Yapılması hedeflenen işler küçük parçalara bölünerek gerçekleştirilebilir. 

İmkansızı istemek yerine, sonuca ulaşabilen, keyifli bir eş, keyifli bir anne, keyifli bir çalışan ve keyifli bir arkadaş olunabilir.

 

Nilgün SARI - Uzm. Psikolojik Danışman
AGAPE Danışmanlık Merkezi

Bu makale Decolleté Kadın ve Yaşam Dergisi Kasım 2009 sayısında "Bir kadın Hastalığı; Mükemmelliyetçilik" adıyla yayınlanmıştır.

Geri Dön
İçeriği Paylaş
Agape danışmanlık merkezi
mavera interaktif