“Okul” kavramı hayatımızda önemli bir yere sahiptir. Herkes için “okul” kavramının ortak bir tanımı varken ayrıca kişiye özel tanımları da mevcuttur. Burada birden çok (tanımı ifade ediyoruz) tanımdan bahsediyoruz çünkü herkesin okulla kurduğu bağlar, yaşadıkları ve kişide uyandırdığı duygular farklı farklıdır. Tüm öğrenim hayatını düşündüğümüzde ise dönem dönem okulla ilgili duygularımızın farklılık gösterdiğine de tanık oluruz.
Okulların başlamasıyla farklı farklı heyecanlar yaşanmaya başlanacak. İlkokul birinci sınıfa başlayacak olanları ayrı bir heyecan kaplarken, bir üst sınıfa başlayacaklarve okulunu değiştirip farklı bir okula gidecek olan çocukların da ayrı heyecanları olacaktır. Sadece çocuklar değil anne ve babalarda da heyecan doruk noktasındadır. Özellikle çocuğu ilkokul birinci sınıfa başlayacak olan anne babaların heyecanı ise biraz daha değişik olacaktır.
İnsanın tüm hayatını göz önüne aldığımız zaman “ilkokula başlamanın “önemli başlangıçlardan, dönemlerden biri olduğunu görürüz. Bazı çocuklar için okul ciddi bir kaygı kaynağı olabilir. u kaygı ilkokul birinci sınıfa başlayan çocuklarda olabileceği gibi ilkokulun üst sınıflarına giden çocuklarda da görülebilir. Çocuk okula gitmek istemez, evde her gün bununla ilgili sıkıntılar yaşanır. Çocuğun yaşadığı kaygı, okul çalışmalarına kendisini vermesini zorlaştırır. Okuldaki başarısı düşebilir ve çocuk çevresi, ailesi tarafından sevilmediğini düşünebilir.
Bu kaygıyı çocuğun ruhsal dünyasında yaşadığı sıkıntıların bir habercisi (semptom ) olarak değerlendirmek yerinde olur.
Neler okul korkusuna –kaygıya neden olabilir?
Öncelikle anne babanın kaygısının yoğun olduğu durumlarda çocukta da bu duygunun yoğun olarak yaşandığı gözlenmiştir. Çünkü kaygı bir yönüyle bulaşıcıdır. Örneğin annesinden ayrılmakta zorluk yaşayan bir çocuğu düşünelim; aile ile bu konuyu psikolojik ortamda çalıştığımızda; ayrılmakta zorlananın anne ya da zaman zaman da baba olduğunu görebiliriz. Çünkü anne ve baba çocuğun başına bir kaza gelebileceğinden korkabilir, arkadaşları ve öğretmenleri ile ilişkisinde incinebileceğinden korkabilir, sosyal problemleri kendi kendine çözemeyeceğinden korkabilir. Belki de onlar (anne-baba) çocukluklarında bunlara benzer olumsuz deneyimler yaşamış olabilirler.
Evde anne ve baba arasında yaşanan huzursuzluklar da çocuğun okulla ilgili kaygı yaşamasına neden olabilir. Bazen çocuklar bu gibi durumlardan etkilenmiyormuş gibi dursalar da ruhsal dünyaları bu sorunlarla meşgul olabilir ve başa çıkmakta zorlanabilirler. O zaman karşımıza semptom olarak okul korkusu çıkabilir.
Yeni doğmuş olan ya da doğacak olan bir kardeş de okula gitmekte isteksizlik yaratabilir. O güne kadar “tek” olan çocuk bu özelliğini kaybedecek ve ayrıca evden çıkarak onun için değişik kuralların geçerli olduğu yeni bir ortama uyum sağlaması gerekecektir.
Okula başlamak sosyal kurallara uyumu gerektirir. Okulda sınırlar ve kurallar vardır. Çocuğun bunlara uyum sağlaması beklenir. İlköğretim döneminden önce çocuk bu tip sınırlandırılma alıştırmaları yapmadıysa okulda zorlanabilir. O zaman kendi kurallarının geçmediği bir ortama da girmek istemeyecektir.
Anne ve babanın çocukla ilgili beklentilerinin yüksek olması ayrı bir kaygı kaynağıdır.Anne ve babalar tüm iyi niyetleri ile çocuklarının “en iyisi” olmasını arzu ederler.Çünkü çocukları onların devamıdır ve gurur kaynaklarıdır. Ancak bazen beklentilerle çoğun kişisel gerçeği ,istekleri,ilgileri örtüşmeyebilir.
Okul korkusu ile ilgili yukarıda bahsettiğimiz sebeplerin dışında çocuğa ve aileye özel başka başka sebepler de olabilir.Eğer çocuğunuz böyle bir kaygı yaşıyorsa ,bunu iyice tanımlamak ve sebeplerini bulmak çocuğunuzu ve sizi rahatlatacaktır. Ancak kaygının dozu artıyorsa ve başaçıkılamıyorsa bir uzmandan yardım almak uygun olacaktır.
Nilgün Sarı - Uzm.Psikolojik Danışman
AGAPE Danışmanlık Merkezi