Agape danışmanlık merkezi
AnasayfaSite içi arama

Psikolojik Danışmanlık

Çocuk Danışmanlığı

Çocuk resimleri ne anlatır?

 

Resimleri yoluyla çocuk bize kendinden bir parça yansıtır, yaşantıları ile ilgili duygu ve düşüncelerini dile getirir. Algıladığı, yaşadığı, hissettiği dünyayı anlatır.

Yapılan pek çok çalışma çocuk resimler/inde en popüler konuların insan figürü, evler ve hayvanlar olduğunu göstermektedir. Elbette konu seçiminde kızlar ve erkekler arasında ayrımlar belirir. Erkek çocuklar daha çok tekneler, uçaklar, savaş ve spor sahneleri yaparken, kız çocukları; kadın yüzleri, giysiler, evler, çiçekler ve yavrulu hayvanlar çizerler.

Çocuğun anlama, yetenek ve yaratma gücünün bir ifadesi olarak ortaya çıkan resim etkinliği aynı zaman da zihinsel gelişimin bir göstergesi olarak da dikkati çeker. Zihinsel ve motor gelişime paralel olarak resimde de belirgin bir ilerleme görülür. Bu gelişim, çocuğun algı, dikkat, ince ve kaba kas gelişimi, el-göz koordinasyonu gibi birtakım zihinsel- motor işlevlerinin gelişimi anlamına gelir.

Karalamayla resim etkinliğine başlayan çocuktan, ilerleyen yaşlarda daha anlamalı ve ayrıntılı figürler beklenir. Bu figürlerin görülmemesi çocuğun kendi yaş düzeyinin altında bir gelişim gösterdiği anlamını taşır. Resim etkinliğinde bir üst aşamaya geçemeyen çocuk, büyük olasılıkla kendi yaş düzeyindeki psiko-sosyal olguluğa da sahip olamayacaktır.

 

Hangi yaşta neler çizebilir?

 

  • Yaş ilerledikçe karalamanın yerini çizgiler alır. 2-4 yaş arası karalama dönemidir.

 

  • İki yaşında bir çocuk yönü olmaksızın çizgi çizmeyi taklit eder.

 

  • 2,5 yaşında yatay ve dikey çizgileri yapabilir.

 

  • Üç yaş çocuğu kabaca bir yuvarlak çizebilir. Bu yaş çocuğundan adam çizmesi istendiğinde tipik olarak bir  büyük daire ile içine göz ve ağızdan oluşan ufak daireler koyabilir.

 

  • Dört yaş çocuğu bu yuvarlağa bacaklar ve kolları da ekleyecektir. İlerleyen yaşlarda çizdikleri figürlere ayrıntılar ekleyecektir.

 

  • Çocuk, kendisi için önemli olan ayrıntıları daha büyük olarak çizecektir.

 

  • Altı yaşından önce mekana yerleştirme ve oranlar abartılı olabilir, altı yaşından sonra gerçekçi oranlar ortaya çıkacaktır.

 

  • Karalama döneminde çocuk renkleri ayırt edemez, renklerin bilinçli olarak kullanılması 4-5 yaşlarında başlar.

 

Resim çocukla iletişim kurmakta karşılaşılan güçlükleri aşma konusunda yetişkine yardımcı olur. Oyun gibi resim de çocuğun ilgisini canlı tutar ve farkında olmadan, en doğal haliyle, onun kendini ifade etmesini sağlar. Resim çocuğun sınırlı kelime haznesiyle kurmaya çalıştığı sözel ifadesinin tamamlayıcısıdır.

Resimler bize çocukların düşünüş biçimlerinin yanı sıra duygusal ve sosyal durumları, diğer çocuklar ve yetişkinlerle olan ilişki biçimlerini ve bu ilişkilerde yaşadıkları sorunları yansıtır ve bu sorunların çözüm biçimleri ile ilgili ipuçları verirler.

Özellikle aile ve okul resimler/i çocukların içinde yaşadıkları çevre ve ilişkileri hakkında pek çok şey anlatır. Bu resimler/de aile üyelerinin ya da okul arkadaşları ve öğretmenlerin kağıt üzerinde konumlandırılışı, kimin önde kimin arkada olduğu, figürlerin nasıl çizgilerle çizildiği ve her bir figür için kullanılan renkler ayrı ayrı anlamlar ifade etmektedir.

Yakın çevre ilişkilerini konu alan resimler/de açıkça ifade edilen şeylerin ötesinde çizimlerin öyle biçim ve içerik özellikleri vardır ki, bunlar çocuğun duygu ve davranışlarını simgesel olarak anlatır. İlişkide olduğu kişilerin resmini çizerken, bu özellikler çocuk tarafından bilincinde olmaksızın dışa vurulur.

Resmin çocuk gelişiminde sağlayacağı en önemli avantajlardan biri de yaratıcılığın gelişimidir. Büyüme yolculuğu boyunca çocuğun üzerinde büyüklerin isteklerinin yanı sıra içinde bulunduğu grubun isteklerini uygulama arzusunun da getirdiği önemli bir baskı vardır. Bu sebeple çocuğun resimler/inde ya da davranışlarında kendi dışındaki modelleri taklit etmesi ve onlara uyması engellenmemelidir. Zaman içinde her çocuk kendi tarzını yaratacaktır. Bu süreçte bizlere düşen, çocuğun kendini özgürce ifade edebilmesini sağlamaktır. Böylece çocuk, yaşamında karşılaştığı her durum için kendi bireysel yaklaşımını kullanmak üzere cesaretlendirilmiş olur. Bu davranış biçimi biz yetişkinler için çocuk gelişiminde dikkat edilmesi gereken en temel kavramlardan biridir.

Çocuklar yaratıcılıklarını ortaya koymak için özel bir uyarıma gereksinim duymazlar. Her çocuk herhangi bir engelleme olmaksızın, kendinde var olan yaratıcılık dürtülerini kullanabilir. Çocuk resimler/inde kurallar yoktur, sadece hayal güçleri ve yaratıcılıkları vardır.

Bu nedenle çocuk resimler/ine bakarken yetişkin gözüyle bakmanın dışında bir yaklaşım sergilemek gerekir. Çünkü çocuk resimleri göründüğünden çok daha fazla şey anlatır.

Tıpkı Antoine de Exupéry’nin bir çocuğun gözünden büyüklerin dünyası anlattığı “Küçük Prens” (1943) öyküsünde olduğu gibi.

Öykünün altı yaşındaki kahramanı boğa yılanlarının avlarını çiğnemeden yuttuğu bilgisini edinmiştir ve bu bilgiyle bir hayvanı yutmakta olan bir boğa yılanı resmeder. Şaheseri olarak gördüğü resmini büyüklere gösterir ve onlara yapmış olduğu bu resimden korkup korkmadıklarını sorar ancak onlardan aldığı “Korkmak mı? Neden bir şapkadan korkalım ki?” yanıtı karşısında büyük bir şaşkınlık ve hayal kırıklığı yaşar. Evet Antoine de Exupéry’nin kahramanı küçük prensin bir hayvanı yutmakta olan boğa yılanı resmi gerçekten de yetişkin gözüyle ilk bakışta bir şapkaya benzemektedir.

Ancak unutmayalım çocuk resimler/i göründüğünden çok daha fazla şey anlatır!

 

Ayşen Evliçoğlu Şimşek

Psikolog

AGAPE  Danışmanlık Merkezi

 

 

 

Bu makale Çocuğum ve Ben Dergisi Şubat / 2011 sayısında yayınlanmıştır.

Geri Dön
İçeriği Paylaş

Makaleler

Agape danışmanlık merkezi
mavera interaktif