Agape danışmanlık merkezi
AnasayfaSite içi arama

Psikolojik Danışmanlık

Çocuk Danışmanlığı

Çocuklara Sosyal İlşki Kurma Becerisi Nasıl Kazandırılır?


İnsan toplumsal bir varlıktır bu nedenle hayatın her evresinde sosyal becerilere ihtiyaç duyar. Sosyal beceri; bireyin çevresi ile uygun şekilde etkileşim ve iletişim kurabilmesi için gereklidir. Sosyal beceriler sayesinde birey, içinde bulunduğu sosyal ortamda olumlu tepkiler alabilir ve olumsuz tepkilerden kaçınabilir. Özellikle okulöncesi dönem ve birinci sınıf çocukları aile dışında ilk kez farklı bir sosyal ortama dahil olurlar ve sosyal ortamlarda uygun tepkiler alabilmek için sosyal becerilere ihtiyaç duyarlar. İletişim kurma, iletişimi devam ettirme, arkadaşlık kurabilme vb. gibi.

Sosyal beceriler öğrenilmiş davranışlardır. Çocuklar için en iyi öğrenme yöntemlerinden biri taklittir. Bu nedenle bir çocukta sosyal becerilerinin gelişmesi için ilk koşul model alabileceği yetişkinlere sahip olabilmektir. Örneğin; girdiği sosyal ortamlarda göz teması kurmaktan kaçınan ve selamlaşmada oldukça çekingen tavırlar sergileyen ebeveyne sahip olan çocuk, girdiği ortamlarda kendisini ifade edebilmekte zorlanabilecektir.

Sosyal beceriler duruma özgüdür ve sosyal ortamlara göre farklılaşır. Örneğin, bir tek selamlaşmayı öğrenmek yeterli değildir. Çünkü bir yetişkinle, akranla ya da samimi olunan bir kişiyle farklı şekillerde uygulanır.

Sosyal becerileri iki ayrı kategoride değerlendirebiliriz. Birincisi; selamlaşma, teşekkür etme, yardım talep etme vb. gibi gözlemlenebilir davranışlardır. İkincisi; sosyal ortam içinde karşılaştığı durumu değerlendirebilme, algılayabilme, analiz edebilme ve karar verme gibi bireyin içsel süreçlerinde gerçekleşen gözlemlenemeyen davranışlardır.

Önemli olan sadece davranışsal olarak gözlemlenebilen beceriye sahip olmak değildir. Ortamın beklentilerini fark edebilmek, kendisine yönelik olan olumlu ya da olumsuz geribildirimleri algılayabilmek ve bu beceriyi farklı durumlara adapte edebilmektir.

Sosyal beceri eğitimi neden gereklidir?

Bireyin içinde bulunduğu toplum tarafından kabulu önemlidir. Sosyal becerilere sahip olmak bu kabulu arttıracak ve içinde bulunduğu toplumun aktif bir üyesi olmasını sağlayacaktır. Okul çağı çocukları için en önemli sosyal ortamlardan biri okuldur. Üyesi oldukları bu toplumun beklentilerine uygun sosyal becerilere sahip olmak çocukların akademik becerileri kazanmalarında da olumlu etkiler yaratır.

Çocuğun sosyal beceriye sahip olup olmadığına nasıl karar verilebilir?

Girmiş olduğu arkadaş grubunda başkalarını dinlemekte zorlanan bir çocuğa ebeveyni tarafından “arkadaşını dinle” uyarısının sık sık tekrarlandığını düşünelim. Çocuğun gerçekleştirmesini beklediğimiz dinleme becerisine çocuk sahip mi? Davranış repertuarı arasında bu beceri var mı?

Burada dikkat edilmesi gereken iki nokta var. Beklenen sosyal beceriye sahip olma “beceri yeterliliği” ve çocuğun o davranışı sergilemesi için gerekli olan motivasyonu sağlayan “performans yeterliliği

Anne babalar çocuklarından sosyal beceri anlamında bir davranış beklediklerinde çocuklarının o konuda beceri yeterliliğine sahip olup olmadığını belirlemelidir. Bunun için ilk önce şu soruları kendilerine sormalıdırlar.

“Bu davranış şekli ile ilgili yeterli bilgiye sahip mi?”

“Farklı ortamlarda gözlemleme şansı buldu mu?”

“Öğrenmesi için bizler uygun birer rol-model miyiz?”

Eğer çocuklarının beklenen davranışla ilgili repertuar oluşturduklarına inanıyorlarsa ve çocukları yine de davranışı sergilemekten kaçınıyorsa çocuklarının performans yeterliliğini araştırmalıdırlar. Bunun içinde ebeveynler kendilerine şu soruları sormalıdır.

“Çocuğum beklenen davranışı sergilediğinde bunu ebeveyn olarak fark edebildim mi?”

“Olumlu/olumsuz davranışı ile ilgili olumlu/olumsuz bir geribildirimde bulundum mu? “

“Beklenen davranışı farklı ortamlara göre uyarlayabiliyor mu? “ Örneğin; sarılmak güzel bir davranıştır ve bu çocuğun repertuarında vardır. Ancak bu davranışı yakınlık derecesine göre nasıl kullanacağına yönelik ayırımı da yapabilmelidir.

Anne babalar çocuklarının  sosyal beceri anlamında beceri yetersizliği yaşadığını düşünüyorsa ne yapabilirler ?

Çocuğun repertuarında olmayan davranışların öğretilmesi hedeflenir. İlk önce becerinin net olarak tanımlanması yapılmalıdır.Örneğin; bir arkadaşının eşyasını izin alarak istemesi gerektiği “bunu alabilir miyim?” şeklinde sorabileceği net olarak ifade edilmelidir.   Çocuğa rol-model olarak ev ortamında ya da diğer sosyal ortamlarda ebeveynler bu davranışı sergilemelidir. Çocuğun beklenen davranışı prova edebileceği  ortamlar yaratılmalıdır. Bu ortamlar içinde hem sözel hem de davranışsal olarak prova etmesi teşvik edilmelidir.

Beceri öğretiminde kullanılabilecek bir başka yöntem de problem durumlar üzerinden aktarımdır. Burada izlenecek yöntem ilk önce problemi tanımlamaktır. Örneğin; arkadaşının oyuncağına zarar vermiş olan çocuğa “Biraz önce ne oldu?” “Bu iyi bir davranış mıydı?”şeklinde sorulur. Böylece olumsuz olan davranış net olarak tanımlanır. Ardından alternatif belirleme hedeflenir. Buradaki soru “ Bu davranış yerine başka ne yapabilirdin?” dir. Böylece çocuk kendi repertuarı içinde alternatifler üretebilmesi için cesaretlendirilir. Daha sonra alternatifler arasından hangisini seçmesinin uygun olabileceği üzerinde konuşulur. En son basamak çocuğun kendisini değerlendirmesidir. Burada amaç çocuğun belirlediği alternatifleri uygulamaya geçirdiği anları fark etmesidir. “Bu söylediğin alternatiflerden birini yaptığında bunu gelip bana anlat, ben de ödüllendireyim.” 

Sosyal beceri ile ilgili beklenen davranış çocuğa net olarak aktarıldıktan ve çocuk tarafından sergilenmeye başladığı gözlendikten sonra davranışın devamlılığı için ebeveynlerin motivasyonu arttırmaları gerekir. Bunun için iyi davrandığı zaman yaptıklarını ortaya çıkarmak yani ödüllendirmek gerekir. Örneğin “seni ne kadar kışkırtmaya kalksalarda kavga etmemişsin ne güzel.” demek gibi. 

Sosyal becerilerin en iyi öğrenebileceği ortam aile ortamıdır. Çocukların en önemli rol-modelleri anne babalarıdır. Anne babaların kendi aralarındaki, çocuklarıyla, akrabalarıyla ve kendi akranlarıyla olan ilişkileri çocuk tarafından en çok gözlemlenen ve taklit edilen davranış paternleridir. Örneğin “teşekkür etmek” aile içinde kullanılan bir kavram değilse çocuğun diğer sosyal ortamlarda bunu dile getirmesi kolay olmayacaktır. Bu noktada söylediğimi yap ama yaptığımı yapma şeklindeki düşünce ya da yaklaşımlar beklenen sonuçları doğurmazlar.
 

Meltem CANVER KOZANOĞLU - Uzm. Psikolojik Danışman
AGAPE Danışmanlık Merkezi

Bu makale Çocuğum ve Ben Dergisi Mayıs 2008 sayı 58 de yayınlanmıştır.

Geri Dön
İçeriği Paylaş

Makaleler

Agape danışmanlık merkezi
mavera interaktif