Gündelik dil içerisinde ‘Aile’ terimini o denli sıklıkla telaffuz ederiz ki, sanki her çağda ve her toplumda üzerinde anlaşılmış bir tarifi varmış gibi düşünürüz. Nadiren bu kavramın içerdiği sosyal-politik-ekonomik anlamlar üzerinde kafa yorarız. Ya da bazen, sıra dışı bir durumla karşılaşınca bu tarifi nasıl yapılandıracağımızı düşünürüz. Örneğin, anne-baba boşanmış bir ailede, çocuk için aile tarifi nedir? Nineler ve dedelerle birlikte yaşanılan bir ortamda aile nedir? Çekirdek ve geniş aile kavramları bu süreci anlamak için yeterli midir? Aile ‘terimi’ için gerek akademik gerekse gündelik hayatta herkesin üzerinde uzlaşacağı bir tanım bulmak zordur. Tanımlar, bize sürecin sadece bir kısmını verebilirler. Bazen daha açıklayıcı bazen daha dar olabilirler.
Bu yazıda ele alacağımız aile yaşam evresinde, bu tanıma (tanımsızlığa) bağlı olarak, eksiklikler içerebilir, ya da artılar sunabilir.
Aile Yaşam Evresi, bireylerin flört evresi ile başlar ve yaşamın sonuna kadar devam eder. Bu evrelerin her birinde gerek bireyin gerekse aile sisteminin kendine has sevinçleri, kaygıları, krizleri olabilir.
Betty Carter ve Monica Mc Goldrick tarafından Aile Yaşam Döngüsü’nü 6 evrede açıklayan bir model geliştirilmiştir.
Bu modele göre şu evreler vardır:
-
Bağımsız Genç Yetişkin (Aileler arası dönem)
-
Yeni Evlenen Çiftler (Ailelerin evlilik aracılığı ile birleşmesi)
-
Küçük Çocuklu Aileler
-
Büyük Çocuklu Aileler (Ergen Ailesi)
-
Çocukların Aileden- Evden Ayrılması
-
İleri Yaşta ya da İdame Dönemde Aile
Bu modelde dikkat çekici olan aile sürecinin evlilik öncesi ile başlamış olmasıdır. Burada sadece ‘flört’ evresi kastedilmemektedir. En geniş anlamı ile genç yetişkinin ailesinden ayrılma, bireyselleşme süreci işaret edilmektedir.
Yine bu modelde her evreye ait özgün kriz dönemleri vardır. Aile yaşam döngülerimiz ve olası kriz noktalarımız konusunda bilgi sahibi olursak, belki bu problemlere müdahale ederken farklı bir açıdan bakabiliriz.
Evlenmemiş Genç Yetişkin Evresi:
Bu evrede, bireyin, ailesinden duygusal ve fiziksel düzeyde kendi kimliği ve özerkliğini geliştirip sürdürecek düzeyde ayrılmış olup olmaması söz konusudur. Yeterli sosyal ilişki ağı ve mesleki beceriler bu evrede edinilir. Birey ailesi dışındaki insanlarla da yakın sosyal ilişkiler kurmaya başlar ve bu yakın ilişkiler arasında flört(ler)de yer alır. Bu evrede kültürel-çevresel olarak, çiftin ilişki biçimini destekleyen yada engelleyen tutumlar vardır. Bu engeller ya da destekler sosyal anlamda çiftin ilişkisinde pozisyon değişiklerine neden olabilirler. Örneğin evlenmek isteyen gençler, kendileri için yeni bir sosyal kültürel pozisyon olan, ve yeni ilişki rollerine yol açan söz-nişan evrelerine geçebilirler.
Olası Krizler:
-
Duygusal, sosyal ve maddi açılardan aileden kopmakta güçlük yaşama yada ailenin güçlük yaşatması,
-
Cinselliğin algılanışı ve yaşanışındaki farklılıkların krize dönüşmesi,
-
Yakın sosyal ilişkileri kurma ve ilerletmede yaşanan zorluklar,
-
Evlilik kararının baskı altında verilmesi,
-
İlişki içinde bireysel oluşa ait vurguların aşınması (ilişkinin bireyselliği yutması),
-
Söz-nişan vs. hazırlıklarında çiftin ailelerin etkisine açık olması ve bu dönemde aileler arasında yaşanabilecek çatışmaların, ilişki ve birey üzerindeki etkileri.
-
Bu dönemlerde yaşanan krizler ve unutulamayan, yaralayıcı yaşam olayları, o dönemin sıcaklığında görülmese yada üstü kapatılsa dahi, daha sonraki kriz dönemlerinde ortaya çıkar. Örnek: ‘Zaten nişan hazırlıkları sırasında senin ailen şöyle yapmıştı, sen bana gereken özeni göstermemiştin, sesini çıkartmamıştın’ gibi cümleler kurulabilir, bunlar o dönem tolere edilmiştir ama şu an için yeni kriz döneminde alevlenmektedir.
Yeni Evli Çiftler ve Ailelerin Evlilik Yolu ile Birleşmesi:
Aile her ne kadar iki insanın evlenmesi ile kuruluyor gibi görülse de, aslında çok fazla sayıda insan bu kurum üzerinden birbirleri ilişkiye girmektedir. Daha önce birbirini tanımayan bir çok insan bir anda, hısım-akraba konumuna geçer. Her ailenin kendi tarih ve geleneklerinden kaynaklanan öznellikleri bu evrede ön plana çıkar. Yeni çift hem birbirleri ile olan ilişkilerini, hem de kendisinin ve eşinin ailesi ile olan ilişkilerini yeniden yapılandırır. Birlikte yeni bir mekanı yaşam alanı olarak kullanmayı öğrenirler. Birbirlerinin istek ve ihtiyaçlarını anlamada, karşılamada daha fazla özen göstermeleri gerekebilir. Flört döneminde görül(e)meyen bazı davranışlar ya da alışkanlıklar bu dönemde fark edilir ve bunlar için yeni bir düzenleme gerekir. Çiftin ilişki içinde bireysel olarak nefes alabilecekleri noktalar yaratılır. Tatmin edici bir evlilik ilişkisi kurmak için bir çok açıdan tekrar düzenleme yapılır. Yeni çiftin düzenli cinsel yaşamı genellikle bu dönemde başlar. Bu dönem boşanma riskinin yüksek olduğu bir dönemdir.
Olası Krizler:
-
Evlilik sürecinde yaşanan zorluklar (düğün, ev dizaynı, alışveriş, gelenek talepleri vs),
-
Cinsel yaşamda karşılaşılabilecek güçlükler (ilk cinsel deneyimin travmatik oluşu, psikolojik yada fiziksel cinsel işlev-işleyiş problemleri),
-
Çift yaşamına uyum sağlamada isteksizlik ya da yetersizlik, bireyselliğin çift ilişkisi için tehdit olarak algılanması, eşlerin ailelerinin müdahalelerinden kaynaklanan zorluklar (kayınvalide, kayınpeder vd.),
-
Aile ritüellerine uyum (yılbaşı, bayram ziyaretleri, doğum günleri vs.),
-
İlişki içinde “sözde samimiyet” hali, iletişimde açık ve net olmayış.
- İlişki içinde rol ve pozisyonların çok katı sınırlarla tanımlanması ve rol esnekliğinin olmayışı.
Küçük Çocuklu Aileler:
Çift bilinçli bir kararla, gerekli psikolojik ve maddi hazırlıkla çocuk sahibi olabilir. Bu evrede bebeğin-çocuğun katılımı ile aile üyelerinin sayısı artar ve sistemin yapısı değişir. Eş olma rol ve pozisyonlarının yanı sıra artık anne-baba olma rolleri de aile içinde dolaşıma girer. Yeni doğan bebek nedeni ile çiftin ilişkisi tekrar yapılanır. Aile büyüklerinin çifte ne kadar müdahale ettiği bu dönemde hala bir problem noktası olabilir, ya da bu durum için çift, kısmi çözümler geliştirebilmiştir.
Olası Krizler:
-
Bebeğin bilinçli bir karar ve hazırlıkla istenmiş olup olmadığı,
-
Bebeğin doğumu,
-
Ebeveyn rollerinde karşılaşılan güçlükler,
-
Aile büyüklerinin çocuğun yetiştirilmesine anne-babaya rağmen müdahale etmeleri ve genç çiftin olumsuz etkilerden kendini koruyamaması,
-
Küçük çocuğun ihtiyaçlarının karşılanmasında ve bakımında yaşanan psikolojik-ekonomik güçlükler (bebeğin gece bakımı, bakım yükünün bir kişinin üzerinde kalması vb.)
Büyük Çocuklu Aileler (Ergen Ailesi):
Bu evrede eşler orta yaş dönemindedir. Aile krizlerinin yoğun olabileceği bir dönemdir. Kuşakgeçişli olarak bakıldığında (Yaşlılar, Büyük Çocuklu Çift, ve Evdeki Ergen) her bir dönem kendi içinde problem yaşayabilir. Yaşlıların sağlık sorunları artabilir, ölüm gerçeği ile yüzleşmeye başlarlar. Kadınlarda menapoz , erkeklerde andropozdan kaynaklanan psişik stresler olabilir. Anne-Baba ise orta yaş itibarı ile yaşamdaki yerlerini, geldikleri noktayı sorgulayabilir. Ergenler ailenin ortak benliğinden koparak kimliklerini inşa etmeye çalışırlar. Yaşlıların bakım sorumlulukları çifte yüklenebilir. Ev içerinde ergenlerle ilişkide zorluklar yaşanabilir.
Olası Krizler:
-
Ergenle kurulan ilişkide mesafe ayarlarının yapılamaması,
-
Aile içinde kurulan koalisyonların olumsuz etkileri,
-
İhtiyaç-beklenti-sorumluluk dengesinde yaşanan zorluklar,
-
Yaşlı ebeveynlerin bakımından kaynaklanan sıkıntılar,
-
Yaşamın geneline dair yapılan içsel muhasebelerin ilişki gerçeğine etkileri,
-
Birden fazla çocuk varsa kardeşler arası problemler,
Çocukların Aileden- Evden Ayrılması:
Genellikle ayrışma ve ayrılma dönemidir. Bu evrede aile çocukların evden ayrılması ve kendi düzenlerini kurması için yardımcı olmaya çalışır. Çocukların evden ayrılmaları ile çift tekrar iki kişilik aile sistemine geri döner. Kendi anne-babalarının yaşlılığı ile ilgilenme devam eder. (Sağlık problemleri, ebeveynin ölümü ve yas gibi temalar ortaya çıkabilir). Evden ayrılan çocuklar evlenir ve onlarda çocuk sahibi olursa, çiftin, büyükanne ve büyükbaba rolleri de başlar.
Olası Krizler:
-
Sevilen birinin ölümü (eş, ebeveyn, çocuk),
-
Çocukların aileden ayrılmakta güçlük çekmesi,
-
Çocukların ayrılışına yeteri kadar destek ver(e)memek,
-
Sağlık problemleri,
- Çocukların evde oluşu ile ertelenen ya da maskelenen sorunların ortaya çıkması,.
İleri Yaşta ya da İdame Dönemde Aile :
Bu dönemde çiftin belirleyici rolü azalmaya başlar, orta yaş ve genç kuşaktan beklentiler artar, sorumlulukların büyük bir kısmı devredilir. Maddi olanaklar için çaba azalır, emeklilik gündeme gelir. Çift, ‘yaşlı’ oluşa uyum sağlamaya çalışır. Torunlarla kurulan ilişkiye ağırlık verilir.
Olası Krizler:
-
Emekli oluştan sonra yaşanabilecek stres,
-
İşe yaramazlık duygusu,
-
Eşlerden birinin ölümü,
-
Torunlarla sağlıklı ilişki kuramama,
-
Hak ettiklerini düşündükleri ilgi ve saygıyı görememe,
-
Aile problemlerinde dışarıda bırakılma,
- Sağlık sorunları, yaşlılık ve ölüm düşünceleri ile aşırı meşguliyet.
Bu model genel hatları ile aile yaşam evreleri hakkında bize fikir verir. Ancak bu süreçteki krizler için her biri ayrı tanımlanabilecek komplikasyonlar vardır. Örneğin: ayrılık, boşanma, ebeveynlerden birinin ölümü, çocuğun ölümü, kalıcı hasar bırakan sağlık sorunları, yeniden evlenme sırasında ve sonrasında yaşanan sorunlar, sosyal olarak izole davranan aileler, yada sosyal olarak sınırları belirli olmayan aileler gibi.Aile içerisinde rol ve pozisyonların aşırı sabit oluşu, katı yapılanma, duygusal olarak diğerinin ihtiyaçlarını farketmeme ya da önemsememe diğer problem alanları olabilir. Tüm bu evrelerde, çift/aile yaşadığıproblemlerin üstesinden gelemiyorsa çift/aile terapisi yardımı almayı düşünebilir.
Oktay ŞILAR - Uzm. Klinik Psikolog
AGAPE Danışmanlık Merkezi
* Bu makale Çocuğum ve Ben, sayı:34, Mart 2006 sayısında yayınlanmıştır.