Agape danışmanlık merkezi
AnasayfaSite içi arama

Psikolojik Danışmanlık

Aile Danışmanlığı

Annelik Büyüsü



Anne denildiğinde aklımıza sıcak bir kucak, sarıp sarmalayıcı kollar, güven ve sevgi gelir. Annelik üzerine bir şeyler söylememiz istense herhalde hepimizin söyleyecek sözü, anlatacak bir duygusu vardır. Çünkü hepimiz bir annenin çocuğu olduk.

Peki anne olmak nedir?

Bir kadın bir bebek dünyaya getirdikten sonra anne olur. Aslında bir bebeğin doğumu, bir de annenin doğumunu beraberinde getirir. Anneliğin ilk temeli; fizyolojik ve hormonal bir çok değişimi içinde barındıran hamilelik  döneminde atılır. Çocuğun doğumu ile birlikte de annelik hayata geçirilir. Bir kadın annelik işlevini yerine getirmeye başladığında diğer canlı türlerine göre bakıma ve ilgiye çok daha fazla ihtiyacı olan bir bebekle karşı karşıya kalır. Bebek henüz olgunlaşmamış bedeni ile neredeyse dünyaya fırlatılmıştır. Dolayısıyla çevre koşullarına yeterli uyum gösteremeyen bebek, çaresizlik ve acizlik duyguları içindedir. Anneliğin ilk deneyimlenmeye başlandığı bu süreçte, annenin tüm ilgisi bebeğin bu duyguları üzerinde düşünme ve anlamaya yöneliktir. Hedefi bebeğin, gereksinimlerini uygun olarak karşılamaya çalışmaktır.

Anneliğin işlevi nedir?

Annelik bir bebeğin biyolojik olarak doğumu ile başlar ancak, işlevi bebeğin psikolojik doğumunu gerçekleştirmek için yoğun olarak devam eder. Sağlıklı bir birey olmanın ön koşullarından biri psikolojik doğumun gerçekleşmesinde yatar. Böylece birey kendisini bir yandan dış dünyanın bütünüyle içinde hissederken diğer yandan dış dünyadan tamamen ayrı hissedebilir.

Bebek doğumundan itibaren gelişimi için anneye ihtiyaç duyar. Annenin, eşduyumla ( ihtiyaç duyduğu şeyi ihtiyaç duyduğu anda) bebeğin ihtiyaçlarını karşılıyor olması önemlidir. Özellikle bebeğin dünyaya geldiği ilk aylarda güven duygusunun anne tarafından beslenebilmesi ve anne çocuk arasında sağlıklı bir bağlanmanın gerçekleşmesi gerekir. Bu bağlanma kaygılı ve güvensiz bir şekilde oluşursa; çocuk ile anne arasındaki ilişki ya çok yapışık bir hal alır çocuk anneye yapışır ya da tamamen kopuk bir ilişki ortaya çıkar. Bu durum çocuğun yetişkinlik döneminde kuracağı ilişkilerinde temelini oluşturur.

Sağlıklı annelik tutumu; bebeğin ihtiyaçlarını karşılamaktan ve bebeğin “kendi olmasını” sağlamaktan keyif almayı içerir. Ancak bunu gerçekleştirmek her zaman çok da kolay olmaz. Çünkü tüm anneler anne olmayı kendi annelerinden öğrenirler. Kendi anneleriyle yaşadıkları bir çok deneyimleri hatta travmaları olabilir.

Anne çocuk ilişkisi doğası gereği oldukça hararetli ve iç içe geçmiş bir ilişkidir. Özellikle bu ilişki içinde çocuğun annede, anneliğiniçinde kaybolma riski vardır. Bu noktada bir yanıyla karşılıklı bir mücadele vardır. Çocuk kendi varoluşuna sahip çıkmak, bağımsızlığını ilan etmek için uğraş verirken, anne de çocuğun hayatı içindeki yerini, önemini garantileme uğraşı içindedir. Kısa bir dönem için anneler çocuklarının her şeyi olabilirler. Ancak çocuklar annelerinin her şeyi olmamalıdırlar.

Bu büyülü ilişkide kaybolmamak için unutulmaması gerekenler;
 

  • Anne olmayı seçmek kadın olmayı ikinci plana bırakmak anlamına gelmemelidir. Çocuklar özellikle kadın-erkek ilişkisini kendi anne-babalarının ilişki yoluyla öğrenirler.
     
  • Anne, kız çocuk için nasıl kadın olunacağının modelini, erkek çocuk için nasıl bir kadın seçeceğinin modelini oluşturur.
     
  • Annelik bir görev değil bir ilişki biçimidir. Annenin kendi geçmişindeki anne modeli, içinde bulunduğu yaş dilimi, karı-koca ilişkisi anneliğin niteliğinde etkilidir.
     
  • Mükemmel annelik arayışı mükemmel çocuklar yetiştirmeyi garantilemez. Aksine çok fazla baskılanmış, engellenmiş ve mutsuz çocuklar yaratabilir.
     
  • Annelik baştan çıkarıcı bir duygudur. Anne ve çocuk arasında yaşına göre revize edilmeden devam eden çok yoğun ruhsal ve fiziksel yakınlık her iki taraf için zarar verici olabilir. Bir kadının kendini sadece anne olarak tanımlaması ve yalnızca çocuğundan beslenmesi, diğer yaşam alanlarına kendini kapatması ne anne ne çocuk için kazançlı olacaktır. Anne ile çocuk ilişkisi arasında ayrışmanın olabilmesi ve annenin çocuktan başka ilgi alanları bulması önemlidir.
     
  • Annenin isteklerine tümüyle hapsolmuş çocuk kendisini yapılandıramaz. Kendi isteklerini, yönelimlerini keşfedemez.
     
  • Hararetli anne çocuk ilişkisinde gerek annenin gerekse çocuğun bireyselleşmesi ancak babanın devreye girmesi ile mümkün olur. Biyolojik doğumla gerçek anlamda göbek bağı kesilmiş olsa da, psikolojik doğumun sembolik göbek bağını kesecek olan kişi annedir. Çocuğun gelişimi anne baba arasındaki incelikli iletişime bağlıdır.
     
  • Çocuğun büyümesi annenin annelik işlevlerinin bazılarından vazgeçmesi ile olur. Anne bebeğini emzirmekten vazgeçtiğinde çocuğu başka tatlar alacaktır. Kucağında taşımaktan vazgeçtiğinde yürümeyi ve yeni şeyler keşfetmeyi öğrenecektir. Anne çocuğunun büyük aşk hikayesi olmaktan vazgeçtiğinde çocuk yeni aşklara yelken açacaktır.
     

M.Meltem CANVER KOZANOĞLU - Uzm. Psikolojik Danışman
AGAPE Danışmanlık Merkezi

Bu makale Çocuğum ve Ben, sayı:36, Mayıs 2006 sayısında yayınlanmıştır.

Geri Dön
İçeriği Paylaş

Makaleler

Agape danışmanlık merkezi
mavera interaktif