Agape danışmanlık merkezi
AnasayfaSite içi arama

Psikolojik Danışmanlık

Psikodrama ve Grup Terapileri

Psikodrama Röportajı

 

Psikodrama nedir?

Psikodrama, psikolojik problemlerin sahneleme yoluyla incelenmesidir. Bir başka deyişle, tedavi ve psikolojik danışma amaçlı oyunlardır psikodrama. J.L. Moreno tarafından 1920’lerde Viyana’da psikoterapi biçimi olarak geliştirilmiştir. Psikodramada sorun hakkında sadece konuşulmaz sahneleme yoluyla çeşitli çatışma durumları oyunlaştırılır. Harekete dayalı olan psikodramanın “eylem, yaratıcılık ve spontanlık” üç temel özelliğidir.

- Psikodrama kaç kişilik gruplardan oluşur?

Psikodramanın kullanım açısından iki ana alanı vardır, biri grup terapisi diğeri de bireysel terapilerdir. Yetişkin gruplarının sekiz ile onaltı kişi olması uygundur. Sadece danışanla ve ihtiyaç duyulduğunda aile bireyleri ile de psikodramadan yararlanılır. 

- Peki çocuklarda?

Çocuklarda grup üyelerinin sayısı daha azdır. Grup dört ile altı çocuktan oluşabilir. Ergen gruplarında da üye sayısı sekiz olabilir. Çocuklarla çalışırken terapist, bir çocuk-terapist ile birlikte grup çalışmasını yürütür.

- Psikodrama denildiğinde neler yapılıyor ve tedavi anlayışı nasıl?

Psikodrama lider-yönetici, protogonist, yardımcı benler, grup-izleyici ve sahne olmak üzere beş temel ögeden oluşur. Grubu yöneten ve oyuna yön veren bir lider vardır. Bireysel psikodramada farklı olarak izleyici yoktur. Protogonist, sorununu getiren kişi, baş oyuncudur.

Psikodramada spontanlık kavramı çok önemlidir. Spontanlık, hazırlığı olmayan; doğal, içten gelen; olduğu gibi ortaya konulan duygu, düşünce ve davranıştır. Bunun dışında psikodramada yardımcı benler, diğer adıyla yardımcı egolar vardır. Protagonist merkezli bir çalışmayı ve yardımcı egoları şöyle anlatabiliriz: Lider, protagonist ile ısınma yürüyüşü sırasında sorunla ilgili kısa bilgi alır. Lider ve protagonist, soruna hangi noktadan bakacaklarına karar verdikten sonra protagonist sahnesini kurmaya başlar. Sahneye geçmişteki ya da gelecekteki bir yaşantı getirilebilir. Böylece “şimdi ve burada”ya odaklanılır. O yaşantı tekrar ortaya konulmak üzere sahnede hazırlık yapılır. Protagonist o yaşantıda yer alan kişi ve şeyleri temsil etmek üzere grup üyelerinden yardımcı egolar seçer. Aile üyeleri, arkadaşlar, akrabalar, toplumsal roller, soyut kavramlar, fantezi figürleri, cansız objeler yardımcı egolar tarafından temsil edilir.

Protagonist sahnede oyununu yaşantılarken diğer grup üyeleri izler. Oyun aşamasında eşleme, rol değiştirme ve ayna dediğimiz üç temel teknikten yararlanılır. Oyun aşaması bittikten sonra grupla birlikte paylaşım aşamasına geçilir. Yardımcı egolar, protagonist ve diğer üyeler oyun aşamasındaki duygu ve düşüncelerini paylaşırlar. Yardımcı egolar canlandırdıkları rolde neler hissettikleri ile ilgili rol geribildirimi verirler. Son olarak grup üyeleri kendi hayatlarından çağrışım yapan yaşantılarını paylaşırlar. Paylaşım aşaması psikodramada çok kıymetli bir süreçtir.

Bireysel terapide ise protagonist merkezli çalışma için monodrama tekniğinden yararlanılır. Monodramada, protagonist canlandırdığı sahneyi tek başına oynar. Sorunla ilgili kişileri, kavramları boş sandalyelerle temsil eder.

Bütün bu açıklamalardan sonra psikodramayı, gerçek hayatta olup bitenlerin sahnede daha derin canlandırılması olarak tanımlayabiliriz. Kişinin ruhsal dünyasına oyun ve spontanlık yoluyla daha kolay ulaşılır. Oyunun direnç çözücü etkisi vardır. Süreç içinde, ruhsal dünyaya dair içgörü, sorunlar hakkında farkındalık geliştirilir. 

- Tiyatronun psikolojik tedavide kullanıldığı bir teknik diyebilir miyiz psikodramaya?

Psikodrama tiyatrodan farklıdır. Tiyatroda oyun için bir hazırlık söz konusudur. Psikodramada böyle bir hazırlık süreci yoktur. Spontan ve yaratıcı bir süreç vardır. Bir performans kaygısı olmadığı için doğal olarak beğenilme gibi bir durum da söz konusu değildir. Direncin çözülmesi ve daha rahatlıkla iç ruhsal dünyaya inilmesi söz konusudur. Bu da eylemle olduğu için bir hazırlık gerektirmez.

- Bireyin problemle başa çıkabilmesi için ne kadar süre psikodrama ile temas içinde olması gerekir?

Kişilerin farkındalık düzeyleri, dirençleri ve probleminin şiddeti kişiden kişiye değişir. Örneğin 12 seanslık bir süreç belirlenir, kişi 12 seans sonunda ruhsal dünyasına kattıklarıyla çalışmayı bitirebilir yada yeni deneyimlere yelken açabilir. Süre ihtiyaca göre birkaç yıl da sürebilir.

- Psikodramaya kimler katılabilir? Herhangi bir sorunu olmayan kişiler de psikodramadan faydalanabilir mi? Psikodramanın ne gibi faydaları dokunabilir?

Çocuk, ergen ve yetişkin olarak düşünürsek herkes katılabilir. Çocuklarda 5-6 yaşı başlangıç olarak kabul edebiliriz. Psikodramada herkesin hikayesine sahnede bir yer vardır. Çocukların duygusal ve davranış sorunları, ergenlerin bu döneme özgü yaşadıkları ruhsal sorunlar ve yetişkinlerin aile, iş ve ruhsal dünyalarıyla ilgili sorunları psikodramada ele alınabilir. Aile danışmanlığında, anne-baba eğitimlerinde, travma, kayıp ve yas durumlarında, ruhsal dünyamızla ilgili bitmemiş işlerimizde psikodrama bize en uygun ortamı sağlar.

Bunun dışında kişilerin psikodramaya katılmaları için problemleri olması gerekmiyor. Psikodramanın eğitimsel ve geliştirici bir yönü de vardır; çünkü psikodrama tek başına sorunla uğraşmaz. “Rol değiştirme” oyunları insana esneklik kazandırır. Bir başka kişinin yerine geçmek, yaşananlara onun gözünden bakmak oldukça etkileyici bir durumdur. “Rol esnekliği” beraberinde yaratıcılığı ve spontanlığı getirir. Yaratıcılığın spontanlığın artması ise ruhsal ve sosyal problemlerle daha rahat baş edebilmeyi sağlar.

Rol eğitimleri, davranış geliştirme ve mesleki eğitimlerde kullanılır. İş yerinde ekip olmak, verimi arttırmak, çalışanlar arasında iletişimi  geliştirmek ya da yeni bir işi öğrenmekle ilgili rol eğitimleri psikodrama aracılığıyla yapılabilir.

- Siz anne ve çocuk psikodramasıyla da ilgileniyorsunuz. Anne-çocuk psikodramasında neler yapılıyor?

Evet; ben anneler ve çocuklarla bireysel ve grup çalışmaları yapıyorum. Bu çalışmaları, anne grupları, çocuk grupları ve anne-çocuk grupları şeklinde yürütüyorum. Anne-çocuk grubuna, anneler çocuklarıyla birlikte katılıyorlar. Anne ile çocuğun ruhsal dünyasının karşılaşmasının oldukça heyecan verici, keyifli, doyurucu, gerekli ve şaşırtıcı bir deneyim olduğunu görüyorum. Annenin çocuğunu anlaması ve kendini ona anlatabilmesi bu “ikili için” oldukça değerli bir süreç.

Çalışmalarda, anneler çocuklarıyla psikodrama “oyunları” aracılığıyla oldukça özel bir ilişki deneyimi yaşıyorlar. Çocuklar duygu ve düşüncelerini paylaşırken anneler, çocuklarının farkındalıklarına şaşırıyorlar. Anne, duygularını şimdiye kadar çocuğuna “hiç çaktırmadığını” zannederken; paylaşımlar sırasında bir bakıyor ki çocuk birçok şeyin farkında. Özellikle kaygılı ve hareketli çocukların, anne-babanın kendi ruhsal dünyasında başedemediği yaşantı ve duyguların etkisi altında kaldığını görüyoruz. Çocukların sezgileri oldukça kuvvetlidir. Örneğin bazı ailelerde küçük ya da büyük sırlar vardır.  Çocuk sezgileriyle bunu anlar. Sırrın içeriğinin ne olduğunu bilmez ama onu huzursuz eden bir şey vardır içinde. Bu duygu ile de baş edemez. Dışarıdan baktığınızda hareketli ve kaygılı bir çocuk görürsünüz.

Grup ve bireysel  görüşmelerde olduğu gibi anne-çocuk gruplarında   psikodrama teknikleri ile çalışıyorum, imajinasyon, masallar, boyalar, resimler/, oyuncaklar, hamurlar, müzik, oyunlar ve hikayelerden yararlanıyorum.

- Çocuklara yönelik psikodrama nasıl yapılıyor? Çocuğa nasıl bir fayda sağlıyor, çocuklarda uygulanan psikodramadan ne gibi geri dönüşler alıyorsunuz?

Çocuklarla psikodrama çok rahatlıkla yapılıyor. Çünkü içinde “oyun” var ve çocuğun işi de oyun oynamaktır zaten. Çocuğun ruhsal dünyası oyunla gelişir, büyür. Çocuklar yetişkinlere göre daha doğal, daha esnek ve yaratıcıdırlar. Çocukla psikodrama yaparken rol değiştirmeyi, rol oynamayı nasıl yapacağını anlatmaya çoğunlukla gerek kalmıyor. O spontan olarak canlandıracağı oyununa ısınmış oluyor. Sahneyi kur demeden o sahnesini kurmuş ve oyuna başlamış oluyor. Çocuklar daha doğal olduğu için de daha etkin ve hızlı sonuçlar alınıyor. Duyguların dışa vurulması çocuğun ruhsal dünyasını hafifletiyor. Çocuk bir çeşit rahat nefes alıyor. Özellikle öfke ve kızgınlığın dışa vurumu çocukta duygusal rahatlama sağlıyor.

 Çocukta sosyal beceri geliştirme ve davranış değişikliği yaratmak için psikodrama uygun bir yöntem. Kendini ifade etmekte zorlanan, içekapalı, güven sıkıntısı olan, kaygılı, hareketli çocuklarda olumlu sonuçlar alınıyor.

- Psikodramanın işe yaramadığı durumlar oluyor mu?

Psikolojik sorunların çözümünde her derde deva, sihirli tek bir yöntem yoktur. Her yöntem her kişiye uygun değildir. Psikodramada her sorunu  çalışabilirsiniz , sorun açısından oldukça etkili bir yöntemdir. Ancak yöntemin kişiye  uygunluğu önemlidir. Bazı kişiler  “hareket” etme konusunda direnç gösterebilir, yeni bir duruma daha mesafeli durabilir. Sonuç olarak işe yaramadığı durumların olması kişisel süreçlerle alakalıdır. Psikodramaya ilk başlayan bazı kişiler başlangıçta “çocuk gibi oyun mu oynayacağız” diye düşünebiliyor. Fakat bunu  aşıp ısındıktan sonra hiçbir sorun kalmıyor. Bilakis  yaratıcılık ve spontanlık ortaya çıktıkça  kişi esneklik kazandığı için rahatlıyor.

- Psikodramaya katılan kişilerin bakış açılarının daha pozitif olduğundan bahsedebilir miyiz?

Öncelikle grup terapilerinde kişiler yaşadıkları sorunlar bakımından yalnız olmadıklarını görüyorlar. Problemlerini çözmeye ya da kendileriyle ilgili farkındalığı geliştirmeye geldikleri için de pozitif anlamda gelişme oluyor. Psikodramayla birlikte yaratıcı ve spontan olmaları özgüvenlerini arttırıyor. Sorunları çözebilme gücü, farklı bakış açılarını görebilme unsurları da olumlu katkı sağlıyor.

. Psikodramayı kimlere öneriyorsunuz?

Psikodramayı  kendini geliştirmek isteyen, psikolojik tarihi ile karşılaşmak isteyen, sorunlarıyla başetmekte zorlanan  herkese ve her yaştan kişiye öneririm.

 

Nilgün SARI

Uzm.Psikolojik Danışman

AGAPE Danışmanlık Merkezi

 

 

 

 

Bu röportaj  sağlığımiçinherşey.com sitesinde yayınlanmıştır.

Geri Dön
İçeriği Paylaş
Agape danışmanlık merkezi
mavera interaktif