Hayatlarının başlangıcında, kardeşi olarak dünyaya gelse bile her çocuk, tek çocuktur. Bir çocuğun yeni gelen kardeşe yönelik yaşayacağı duygularda, öncesinde olumlu bir ruhsal yaşantıya sahip olması yada olmaması belirleyicidir. Dünyaya gelişiyle birlikte her bebek, fiziksel ve duygusal olarak bir başkasına bağımlıdır. Güvenli bağlanma bebeklik döneminin sağlıklı geçirildiğinin göstergesidir. Güvenli bağlanmanın önkoşulu ise, ilk önce anne-çocuk ilişkisinde bu bağımlılığın beslenmesidir. İhtiyacı ve talepleri anne tarafından eşduyumla karşılanan bebek kendisini değerli ve biricik hissedecektir. Bir başka deyişle her çocuk anne babasının biriciği olmayı ister. Sağlıklı ruhsal gelişim için beslenmesi gereken bağımlılık duygusu aslında çocuğun tümgüçlülüğü, her şeye muktedir oluşu demektir. İlk önce tümgüçlülük beslenmelidir ki zamanı geldiğinde bundan vazgeçilebilsin. Tümgüçlülük aynı zamanda, hem kız hem de erkek çocuk için anneye sahip olduğu düşlemini de barındırır. Ancak beklenen gelişim 2,5-3 yaşlarıyla birlikte çocuğun bu tümgüçlülükten yavaş yavaş vazgeçmesidir. Bu kendiliğinden olmaz. Bunun için çocuğun baba ile, babanın kuralları ile karşılaşması beklenir. Bu dönem çocuğun artık “öteki”ni fark ederek toplumsallaşmaya başladığı dönemdir.
Ancak bu doyum ve kırılmayı yaşamış bir çocuk kardeş doğumunu, kardeşinin varlığını travmatik yaşamaz. Kardeş doğumu her halükarda annenin kucağında ki o büyülü yerin, krallığın terk edilmesidir. Çünkü oraya yeni bir talip çıkmıştır. Yeni doğanın fiziksel bağımlılığı nedeniyle anne de o yeri ona açmıştır. Henüz bağımlılık ihtiyacı karşılanmamış bir çocuk için bu yeri yeni doğan kardeşe devretmek her zaman zorlayıcı ve sersemleticidir. Çocuğun ruhsal gelişiminde önemli bir yer tutan bu 3 yıllık zamanın, yeni kardeş doğumundan önce her çocuğa tanınması, ayrılması gerekir.
Bu ihtiyaç doyurulmadan doğacak bir bebek, hem çocuğun kendisiyle olan ilişkisini -kendisini değerli bulma,kendisini istenen bir çocuk olarak yaşantılayabilme- hem de yeni doğan kardeşiyle olan ilişkisini karmaşık bir hale getirecektir.
Çocuk sahibi olma kararı ilk çocukta olduğu gibi anne-babanın ortak kararı ve isteği ile alınabilecek bir karardır. Ortak bir karar olması gerektiği halde en büyük sorumluluk ve söz hakkı, bağımlı ilişki ihtiyacına gebe bir bebek için daha çok annede olacaktır. Annenin bu bakımı ve ilgiyi vereceği yeni bir canlı için fiziksel ve duygusal hazırlığı çok önemlidir. Babanın bu sorumluluğu paylaşması gerektiğini unutmadan yeni bir çocuk sahibi olmaya dahil olması gerekir. İlk çocukta olduğu gibi ikinci çocukta da duygusal olarak eşi tarafından desteklenmeyen bir anne, ikinci çocukta da “yeterli annelik” konumunda çok zorlanacaktır.
Yeni bir insan yavrusunun dünyaya getirilmesi gibi bir kararda, böyle bir sorumluluk bir çocuğa verilmemelidir. Çocuğunuz 6-7 yaşında olsa bile, konumu gereği böylesi bir kararın sorumluluğu çocuğa taşıtılmamalıdır.
Yeni doğacak bebeğe çocuğunuzu hazırlama gebelik döneminden itibaren başlamalıdır. Gebeliğiniz ailenin diğer bireyleriyle sohbet konusu haline geldiğinde çocuğunuza yeni bebekten söz edebilirsiniz. Bunun için seçeceğiniz dil ve sergileyeceğiniz tavır yine ailenizi ilgilendiren diğer önemli konuları bildirirken takındığınız tavır ve dil ile benzerlik taşımalıdır. Onay beklediğinizi belli edercesine değil, af dilercesine değil, mübalağa etmeden veya sıradanlaştırmadan aktarabilmek, paylaşabilmek önemlidir. Bunların gözetilmesi halinde bile büyük kardeşin aldığı bu haber tabi ki şaşkınlık yaşatacaktır.
Bunun için seçeceğiniz örnekler ya da vaatleriniz sizin çocuğunuzla olan ilişkinizi hayal kırıklığına uğratacak, süslemeli hayalci senaryolaştırmalardan uzak olmalıdır.
Gebeliğiniz esnasında doktor kontrollerine çocuğunuzu götürmek, karnınız büyüdükçe dokunmasına izin vermek, kardeşe hazırlık için, kardeşini kendi dünyasında tasarımlandırması ve psikolojik hazırlığı için yararlı olacaktır.
Çocuğunuzu, yeni doğacak bebeğin ihtiyaç duyacağı bakım ve ilgiye hazırlamak için; kendi çocukluğunuzdan yada çocuğunuzun bebekliğinden yapacağınız paylaşımlar kendisini hazırlaması için katkı sağlayacaktır. Bunla ilgili fotoğraflar ya da varsa video çekimlerinden yararlanılarak bu hazırlık pekiştirilebilir.
Yeni doğan bebeğiniz eve geldikten sonra, onun nazik fiziksel yapısından dolayı, çocuğunuzu ondan uzak tutma ya da sakınma çabanız, çocuğunuzun kardeşinin varlığına hiddet duymasına ve de dışlanmışlık duygusunu daha yoğun olarak yaşamasına neden olacaktır. Kardeşinin bakımında onunda katkıda bulunmasına olanak tanımak ve ona dokunmasına izin vermek daha iyi sonuçlar doğuracaktır.
Özellikle yeni doğan bebeği görmek için eve gelen konuklarınızın, çocuğunuza yöneltebileceği “Kardeşin olduğuna sevinmelisin!”yada “Nasıl? Seviyorsun değil mi kardeşini?”gibi sorularda gerekirse bu tür soruları önleyici olmak yada verilecek cevaplarda çocuğunuzun yanında olmak, çocuğunuzun yeni doğan kardeşiyle ilgili karmaşık duygulanımların yaratabileceği yükü hafifletecektir.
Ebeveyn olarak, büyük kardeşi yeni doğan bebeğe hazırlama düşünceniz kaynağını; kıskançlık gibi her bireyi yapılandıran, hayatın bir parçası olan doğal bir olgudan korumak içinse nafile. Ama sizler yeter ki; annenin yüzünde sevilmenin, yalnızca var olarak ona eşi olmayan bir zevk sağlamış olmanın işaretlerinin arandığı ilk 2,5 -3 yılı, kardeş doğumundan önce büyük kardeşe sağlayın. Yoksa; rekabet, yarışma duygusu, dışlanmışlık korkusu, daha az sevilme kaygısı emin olun tek çocukken de yaşanabilecek duygulardır.
Uğur OZULU - Psikolojik Danışman
AGAPE Danışmanlık Merkezi
Çocuğum ve Ben Dergisi Şubat 2007 sayı:44