Kimi zaman çocuğumuzun gurur duyduğumuz bir özelliği, kimi zamanda neredeyse el yakıcı bir sorun nasıl çözeceğimizi bilemediğimiz tıkandığımız bir problemdir “O”. Sorumluluk gündelik yaşamımızı, toplumsal ilişkilerimizi buna bağlı olarak en nihayetinde psişik doyumumuzu etkileyen kavramlardan birisidir. İçinde olduğumuz yaş ve döneme, toplumsal rollerimize, içinde yaşadığımız kültüre ve zamana bağlı olarak içeriği değişen ve yeniden tanımlanabilen bir olgu sorumluluk. Tüm bu değişkenlere rağmen “sorumluluk” için genel bir tarif yine de yapılabilir. Sorumluluk; bir görevi üstlenme, bu görevin gereklerini yerine getirebilme ve bu sürecin olumlu ve olumsuz yanlarının sonuçlarını yüklenebilme anlamına gelir.
Sorumluluk tarifindeki bu basit görünüm aslında biraz yanıltıcı olabilir. Çünkü belirli sorular söz konusudur: kim, hangi yaşta ne gibi sorumluluklar alacaktır? Bu sorumluluklar nasıl denetlenecektir? Sorumlulukla karşılıklı olma diye bir ilke var mıdır? Tüm bu sorulara özenle yanıt verildiğinde dahi sorumlulukla ilgili sıkıntılar yaşanıyorsa ne yapmak gerekir?
Sorumlulukla özgüven ve çocuk yetiştirme tutumları arasında doğrudan bir bağ vardır. Bir çocuğun sorumluluk alabilmesi için öncelikle özgüveninin pekiştirilmesi, yüreklendirilmesi, alacağı sorumluluğun tarifi ve nedenleri, sorumluluğu yerine getirmede güçlük çektiği zamanlarda olası nedenlerin tartışılması ve bunların geri bildirimi gereklidir. Anne babaların sorumluk kavramını çocukları ile paylaşmaya başlamalarından önce kendi sorumluluk anlayışlarını algılamalarında ve bu konuda eleştirel olmalarında yarar vardır.
Anne ve baba olma sorumluluğundan işe başlamak gerekir. Ebeveynler öncelikle çocuklarının haklarını koruma ve doğal yaşam gereksinimlerini sağlama sorumluluğu almalı, bunun yanı sıra çocuğun ruhsal gereksinim ve yaşantılarına uyarlı olmalı, eğitim sürecini ise bir aile organizasyonu, anne ve babanın ortak sorumluluk alanı olarak görmelidir.
Farklı çocuk yetiştirme anlayışlarına sahip ebeveynler , eğer çocuğun sorumluluklarını yüklenmekte ortak tutumlar geliştiremiyorsa çocukların sorumluluk alması konusunda sıkıntı yaşamaları da olasıdır.
Genel olarak iki tür aile organizasyonunda sorumluluk sıkıntıları daha çok göze çarpmaktadır. Çok katı disiplin stratejileri ya da çok gevşek eğitim stratejileri uygulayan ailelerde sorumluluk sıkıntıları daha belirgindir. Birinci tip ailede çocuğun yetersiz olduğu ve söz konusu görevleri kendiliğinden başaramayacağına dair bir inanç vardır ve bu tip aile de çocuklarda ciddi bir özgüven sorunu vardır. İkinci tip aileler de ise varsayılan demokratik tutum adına çocukların tüm istekleri aile tarafından doyurulur, bu tip ailede de yine çocuklarda özgüven sorunu görünmekle birlikte bu çocuklar güven eksikliklerini bir çok yöntemle kamufle etmeye çalışırlar. Her iki grup ailede ebeveynler araya girmedikçe çocuklar temel öz-bakım becerileri dahil yaş dönemi özelliklerine uygun olarak almaları gereken bir çok sorumluluğu alamazlar. Güvenli bir sorumluluk anlayışı için ailelerin önce kendi çocuk yetiştirme tutumlarını incelemesi gerekir. Bunun arkasından öz bakım becerilerinden başlamak üzere yaşına uygun bir şekilde çocuğun sorumlulukları arttırılmalıdır. Bu sorumluluklar cinsiyet rolleri ve özgül gelişim özelliklerine uygun verilmelidir.
Çocuğun söz konusu sorumluluklarını yerine getirebilmesi için seçenekler oluşturulmalı, onun kişiliğine de saygı göstererek karar süreçlerinde yer alması sağlanmalıdır. Yerine getirilen sorumluluklar için takdir edilmeli, yerine getirmeye çalıştıklarında ise çabası olumlu biçimde desteklenmelidir. Sorumlulukların alınması hiçbir zaman kişilik savaşlarına dönüştürülmemeli, çocuğun istek ve yapabilme gücüne uygun olmayan sorumluluklar dayatılmamalıdır. Yaşının üzerinde verilen sorumluklar ise çocuk için örseleyici olabilir, yinelenen başarısızlıklar öz saygı konusunda yaralanmalara neden olabilir. Bir çocuğa sorumluluk verilirken neden verildiği, kendisinden neler beklendiği, başarısız olduğu zamanlarda ise ne yapması gerektiği mutlaka anlatılmalıdır. Bütün bunlara rağmen sorumluluklar konusunda sıkıntılar yaşanıyorsa çocuğun ev dışı alanlardaki sorumluluk anlayışı değerlendirilmelidir. Bazı çocuklarda evde sorumluluk almazken okulda almakta ya da tam tersi olmaktadır. Bu nedenle çocuğun sorumluluk anlayışı çok yönlü değerlendirilip ona uygun manevralarla desteklenmelidir.
Oktay ŞILAR - Klinik Psikolog
AGAPE Danışmanlık Merkezi