Hızla değişen bir çağdayız. Teknolojik değişimler toplumsal değişimi de beraberinde getiriyor. Kadınlar her geçen gün çalışma hayatının daha fazla içine giriyor. Kendilerini sadece ev kadını, anne vb. değil işkadını, çalışan kadın olarak ta tanımlıyorlar. Hem çalışan bir kadın olmak hem de anne olmak sağlıklı bir birey yetiştirmenin tüm sorumluluğunu üstelenen kadınlar için çok daha zorlayıcı bir hale gelmekte. Özellikle anneler çocuklarında ortaya çıkan her türlü problemin tek mimarı olarak kendilerini görmeye ve suçlamaya ya da çevrelerinden iyi annelik yapamadıkları yönünde eleştirilere daha fazla maruz kalmaya başladılar. Burada cevaplanması gereken; çocuğun eğitiminden hangi ebeveyn daha çok sorumludur? sorusudur.
Annenin ve babanın çocuğun hayatında yerleri doldurulamaz önemleri vardır. Bu nedenle çocuğun eğitiminden bir ebeveyni sorumlu tutamayız. Çocuğun gelişiminde her bir ebeveynin birbirinden farklı işlevleri vardır.
İster kız olsun, ister erkek her bebeğin ilk karşılaştığı nesne annesidir. Anne ile aralarında kurulan bağ özel ve yoğundur. Anne sözleriyle, sakinleştirici ve yatıştırıcı ifadeleri ile daha çok bebeğin hayatında varolur. Babaların etkileşimi daha farklıdır, onlar bebekleriyle daha aktif ve heyecanlı bir ilişki kurarlar. Bebeklerini havaya atarlar, omuzlarına alırlar, daha heyecanlı ve yüksek ses tonuyla seslenirler. Bebekler ilk birkaç ay içerisinde bu farkı anlarlar ve anne babalarına birbirlerinden farklı tepkiler vermeye başlarlar. Anne ve babanın sergilediği farklı iletişim ve etkileşim tarzları çocuk için oldukça zenginleştiricidir.
Anne babalar, çocukların rol modelleridir. Bir çocuk erkek olmayı, bir kadınla ilişki kurabilmeyi ya da kadın olmayı ve bir erkekle ilişki kurmayı karşı cins ebeveyniyle rekabet ederek ve aynı cins ebeveyni ile özdeşim kurarak başarabilir. Bu nedenle her çocuğun bir anne ve bir babaya ihtiyacı vardır.
Bireyin anne baba oluş tarzı, kendisine gösterilen anne babalıktan etkilenir. İki ayrı yerde, birbirinden farklı koşullarla ve kurallarla yetişmiş bireyler evlenip bir çocuğun anne babası olurlar. Her iki birey farklı ebeveynlik tarzlarıyla karşı karşıya kalmışlardır. Kendi ebeveynlikleri de karşılaştıkları tarzlardan etkilenir. Oldukça katı bir disiplin ile yetiştirilmiş bir birey çocuğu ile ilişkisinde katı disiplin uygulamaktan kaçınabilecektir ya da hiçbir kuralın olmadığı bir sistemde büyümüş birey net, sınırları belirgin kurallar koyarak çocuk yetiştirmek isteyebilecektir. Eşlerden her biri ilk ailelerinde gördükleri, memnun kalıp devam ettirmek istedikleri ya da hoşnut olmayıp değiştirmek istedikleri ebeveynlik tutumlarını sergilemek istediklerinde problemler ortaya çıkmaya başlayabilir. Çocuk eğitimi konusunda eşlerin farklı beklenti ve idealleri birbirleriyle çelişebilir ve bu durum işleri karıştırabilir.
Anne babalık rolleri konusunda farklı beklentiler de problemin kaynağını oluşturabilir. Geleneksel olan inanışta olduğu gibi ev işleri ve çocuğun eğitimi ile ilgili tüm sorumluluk kadına mı ait olacaktır. Daha büyük payı kadına ait olup bir bölümü erkek tarafından paylaşılacak mıdır? Ya da tüm yük eşit olarak mı paylaşılacaktır ? Eşlerden biri çocuğun tüm sorumluluklarının eşit olarak paylaşılması gerektiği inancı içinde iken, bir diğeri tüm sorumluluğun anneye ait olduğuna inanıyor ise bu durum sıkıntı yaratabilir. Farklı beklentilere sahip bireylerin bir araya gelmesi ve bu beklentilerini birbirlerine dayatmaları problemlerin kaynağını oluşturabilir.
Fikir ayrılıklarının probleme dönmesini belirleyen etmenlerden bir tanesi çocuk sahibi olmadan önceki çift ilişkisidir. İlişkide çözülememiş problemler, yoğun ve ilişkiyi bozan güç mücadeleleri vb. çatışmalar bireylerin anne babalık yapışları üzerinden yaşanır. Dışarıdan bakıldığında fikir ayrılığı gibi görülen durumlar, altta bireylerin birbiri üzerinde elde etmeye çalıştıkları güç mücadelesinin çocuk üzerinden yaşanması olabilir.
Anne babanın tutum farklılıkları ve fikir ayrılıkları kaçınılmazdır. Bu farklılıkların varlığı çocuk için zenginleştirici de olabilir. Çok kaygılı bir ebeveynin çocuğuna yönelik aşırı koruyuculuğu karşısında daha sakin olan ebeveynin varlığı çocuğun hayatını kolaylaştırıcı olabilir. Ancak bu yapılırken kaygılı olan ebeveynin duygusu gözden kaçırılmamalıdır.
Farklı çocuk yetiştirme anlayışlarına sahip ebeveynler çocuğun eğitimindeki farklılıklar konusunda konuşabilmeli ve ortak tutum geliştirmeye çalışmalıdır. Fikir ayrılıklarından dolayı sınırların ve hakların net olarak belirginleşmemiş olması, bir ebeveynden diğerine çok büyük farklılıklar göstermesi çocuk için kafa karıştırıcı olabilir. Çocuk da doğal olarak o anki ihtiyacını karşılamaya yönelik bir tutum sergileyecektir. İzin konusunda daha katı bulduğu ebeveyninden daha az şey istemeye, daha esnek olduğuna inandığı ebeveynine daha çok yönelmeye başlayabilir.
Çiftlerin nasıl bir çocuk yetiştirmek istiyorum? Büyüdüğünde çocuğum nasıl bir birey olsun istiyorum? sorularını kendilerine sormaları ve yanıtlarını birbirleriyle paylaşabilmeleri işleri kolaylaştırabilir. Oğlunun yaramaz ve hareketli olmasından yakınan annenin yanında yaramazlık yapmasını oğlunun atak olması olarak yorumlayarak keyif alan bir babanın varlığı çocuk eğitimi konusunda bir fikir ayrılığı sayılabilir. Bu noktada eşlerin birbirlerini işitebilmeleri ve çocukla ilgili projeksiyonlarını duyabilmeleri önemlidir.
Eşlerin birbirlerinin nasıl bir aile sistemi içinde büyüdüklerini anlamaya çalışmaları, birbirinin anne baba oluş tarzlarına izin verebilmeleri de kolaylaştırıcı olacaktır.
Çocuk eğitimi konusunda hiçbir şekilde ortak bir noktaya ulaşılamıyor ise, bu durumun kaynağı çiftin ilişki problemlerinde yatıyor olabilir. Çocuğun gelişimi için ket vurucu olabilecek uzlaşmazlıklar için çiftler aile danışmanlığı almalıdırlar.
Meltem Canver Kozanoğlu - Uzm. Psikolojik Danışman
AGAPE Danışmanlık Merkezi
Bu makale Bebeğim ve Biz, sayı:12 Aralık 2007 sayısında yayınlanmıştır.