Agape danışmanlık merkezi
AnasayfaSite içi arama

Psikolojik Danışmanlık

Aile Danışmanlığı

Çocuğunuza Sevginizi Nasıl Gösterebilirsiniz?



Çocuğunuza Sevginizi Göstermenin Yolları

“Aile” olumlu ve olumsuz tüm duyguların yaşandığı, duyguların iletilme yollarının öğrenildiği, beklentilerin aktarıldığı bir ortamdır. Aile içinde; bir çocuğun tepkileri, düşünceleri ve kendisi ile ilgili bıraktığı izlenim büyük oranda ebeveynlerin hereket etme, çocuğu görme ve çocuğu düşünme şekline bağlıdır.

İlk karşılaşılan sosyal ortam aile ise, daha sonra karşılaşacağı sosyal ortamlarda kendisini nasıl tanımlayacağı ve ne tür ilişkiler kuracağı konusunda aile belirleyici olacaktır.

Bir çocuğun dış dünya ile , öteki ile iyi ilişkiler kurabilmesinin en önemli koşulu güven duygusu ve sevilmeye layık olduğunu hissedebilmesidir. Bu duyguların hissedileceği yer, çocuğun bakımını üstlenen bireyle olan ilişkidir. İhtiyaçları eş duyumla (ihtiyacın ortaya çıktığı anda ihtiyaca uygun olarak) karşılanan çocuk, kendisini güvende hissedecektir. Eş duyumla karşılayabilen annesine güvenli olarak bağlanabilecektir.

Güvenli bağlanma yaşamamış kişi başkalarına güvenme arzusu ile başkalarına yönelik derin güvensizlik duyguları arasında yoğun çatışmalar yaşar. Ruhsal enerjinin önemli bir bölümünü bu çatışma harcar. İlişki seçimleri daha çok kendisinin korunma ihtiyacını karşılamaya yönelik olacaktır. Dolayısıyla sevgiyi hissetmesi ve hissettirebilmesi çok mümkün olmaz.

Aile ortamı bireyin sevilmeye layık olduğunu hissedebilmesi içinde gereklidir. Bireyin ötekini sevebilmesinin ön koşulu kendisinin sevilmeye layık olduğunu hissedebilmiş olmasında yatar. Dolayısıyla sevginin aile içindeki aktarımını görebilmiş ve kendisinin sevildiğini hissetmiş birey, sevgisini gösterebilecek aslında sevebilecektir.

Sevgi hissedilmeden verilebilecek bir duygu değildir. Kişinin ilk önce bu duyguyu hissetmesi ve tanıması gerekir.
 

  • Sevmek, eğitim yoluyla aktarılamaz. En iyi aktarım yolu, sevildiğini hissettirmektir. Anne babanın sevme şekillerini gözlemleyen çocuk rol model olarak aldığı ebeveynleri gibi sevebilmeyi başaracaktır. Sevginizi her fırsatta gösterin.
     
  • Dokunmak, öpmek, sarılmak gibi fiziksel temas şekilleri sevgiyi aktarmak ve hissettirmek için oldukça etkili yöntemlerdir. Çocuğunuzla olan ilişkinizin içinde fiziksel temasa yoğun olarak yer verin.
     
  • Sevgi ifade eden kelimeleri kullanmaktan kaçınmayın.
     
  • Gerçek sevginin hissedilmediği aile ortamları içinde çocuklar sevginin daha çok koşullu olduğuna inanırlar. Karşı tarafın isteklerine ve beklentilerine cevap verdiği oranda sevileceğine inanır. İsteniyor olmanın mutluluk verici emin olma duygusunu yitirecektir ve ilişkilerin içinde çok yoğun bir şekilde reddedilme duyguları yaşayacaktır. Her ilişkisinde sevilip sevilmediği, istenilip istenilmediği yönündeki cevap arayışı içindeki bireyin birini sevebilmesi ne kadar kolay olabilir ?Sevginizin koşulsuz olduğunu hissettirin.
     
  • Çocuklar doğası gereği anne babasına bağımlıdır. Onlar olmadan tamamen kendi başına hayatını devam ettrebilecek donanıma sahip değildir. Bu nedenle çocuklar için anne babanın sevgisini kaybetme riski, yaşamsal bir risktir.Çocuğunuza bir şey yaptırmak ya da yaptığı şeyi engellenmek için “böyle yaparsan seni sevmeyeceğim”, “Üzersen bende seni artık sevmem” gibi kaygı verici ifadelerden kaçının.
     
  • Birisini gerçekten sevebilmenin yolu, kişinin bağımsızlaşması ve bireyselleşmesi ile mümkündür. Çocuğunun kendisinden farklı düşünmesine ve hissetmesine katlanamayan ve buna izin vermeyen ebeveynlerin çocukları, bağımsızlaşamaz. Sevgiyi kaybetmekten korttuğundan kendi duygu ve düşüncelerini bastırır. Bu kaygı hayatındaki tüm ilişkilerin orta yerine gelip oturabilir. Yaşının ona sağladığı duygusal ve zihinsel gelişimi dikkate alın. Yapabilir olduğu şeyleri kendisinin yapmasına fırsat tanıyın.  Birini sevebilmek için, “biz” olabilmek için ilk önce “ben” olabilmek gerekir.
     
  • Güvenli bağlanmayı yaşayamamış çocuklar, aile ile ilişkilerinin çok kolay yıkılacağından kaygılanırlar. İstemediği ya da farklı olduğunu düşündüğü her türlü düşünce ya da eylemi bastırırlar. Bir yandan terk edilebilme ihtimalini ve her an güvencesiz bırakabileceğini hissetme öte yandan güvenli hissetme arzusu çok yoğun ise çocuklar çok fazla bedel ödeyecektir. Bu bedel genellikle karşıdaki kişiye ve o kişinin taleplerine boyun eğecek ve kendi arzularını geri çekmek olacaktır. Çocuğunuzun kendi duygu ve düşüncelerini ifade edebilmesine izin verin. “Kendi” olmasının ilişkiniz için tehdit olmadığını hissettirin.
     
  • Anne babaların çocuklarına yönelik tavır ve davranışlarının, çocuklarının sevmeyi öğrenmelerinde tartışılmaz bir yeri vardır. Anne babalar çocuklarına yönelik kullandıkları sevgi sözcüklerini, yakın fiziksel temas içine olup olmamalarını değerlendirdiklerinde “kendi ilk aileleri”nden ne denli etkilenmiş olduklarını fark edebilirler.


Bu durum kendi ilk ailelerinde sevgi sözcüklerini duymakta zorlanmış ya da fiziksel yakın teması yaşamamış ebeveynlerin, çocukları ile kuracakları ilişki de sevgi akışının olumsuz olacağı anlamına gelmez. Bazen değişim karı-kocanın sevgi ile ilgili olumlu repertuarlarını birbirine aktarmaları ve birbirinden etkilenmeleri ile de gerçekleşir. Kendi ilk ailenizin içinde sevginin nasıl aktarıldığını değerlendirin.

Çocuğunuza sevginizi göstermekte cimri olmayın. Fazla sevgi çocuğun şımarmasına neden olmaz. Çocuğa zarar verecek olan şey, anne babanın sevilme kaygıları ile çocuğunu sınırsız ve kuralsız bırakmasıdır.

 

Meltem CANVER KOZANOĞLU - Uzm. Psikolojik Danışman
AGAPE Danışmanlık Merkezi

                                                                                              

Bu yazı Bebeğim ve Biz dergisi Şubat 2008 sayı 26’da yayınlanmıştır.

Geri Dön
İçeriği Paylaş

Makaleler

Agape danışmanlık merkezi
mavera interaktif